12 Ekim 2020

Sevgili Dostlarım,

Hepinize merhaba. Bilinç seviyenize göre cinsellik-1 yazımda kök ve sakal çakra bilinç düzeyindeki insanların cinsel deneyimleri hakkında yazı yazmıştım. Şimdi kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Lütfen okuduklarınız hakkında kendinizi ya da başkalarını yargılamayın. Her bir bilinç seviyesi insanlar için önemlidir. Ve eğer alt bilinçte bir parçanızı görürseniz, kafanıza göre bunu değiştirmeyeceğinizi, duygularınız ve bilinçaltınız üzerinde çalışmanız gerektiğini hatırlatmak isterim.

Ya da ikinci seçenek, çok deneyim yaşayarak doğal yollardan ilerleyip basamakları tırmanabilirsiniz.

Birinci ve ikinci çakralarda, kalbimizin açık olmadığını, bağ kurma problemi yaşadığımızı, temel ihtiyaç ve dürtülerle hareket ettiğimizi ve değer duygumuzu aradığımızı anlatmıştım. Bu yüzden hep karşı tarafı nasıl kendime mahkum ederim, nasıl bağımlı ederim, nasıl üzerinde hakimiyet kurarım gibi ihtiyaçlara göre hareket ediyorduk.

Bu konuda bilincimizin açılması ise, çok deneyim yaşadıktan sonra bunun bir kısır döngü yarattığını görmek, çok büyük aşk acısı çekmek gibi bazı derslerden öğrenip dönüşerek geçmek gerekiyor demiştim.

Bir başka yükseliş alternatifi ise, KUNDALİNİ ÇALIŞMAKTIR. Her bir çakra için kundalini ile çalışarak çok hızlı ilerleme kaydedebiliriz. Ancak bu da bir terapi tekniğini öğrenmeniz ile olacak bir iştir.

3. Solar Pleksus Çakra Sarı

Burası bizim irade gücümüzü simgeler. Karanlık yanı ise başkaları ile güç savaşına girmemizdir. Aslında hala sevgiyi bilmediğimiz için, duyguların çok yüksek ve çok düşük hallerini insanlığın önemli bir hediyesi olarak görmeye devam ederiz. Yani çok yüksek coşku ve çok yüksek acı, bize alışkanlık yapar. Bu yüzden, yani çok yüksek coşkuya gidebilmek için, bilinç dışımız bizi yüksek acılar çekmeye razı hale getirir. Çünkü iç sesimiz derinlerde bir yerde, her inişin bir çıkışı olduğunu fısıldamaktadır.

Bu tip ilişkilerde, turuncu ve sarı ortak çalışır. Yine benzeri şekillerde yakınlaşır, bu kez, toplumun önünde bizi yüceltecek, güçlü gösterecek partnerler seçmeye uğraşırız. Kadınlar için bu, zengin ve yakışıklı bir erkekle evlilik yapabilmek demektir. Bu seviyede çalışan her kadın, bunu gizlice arzular. Ancak bunu elde edenler de çok mutlu olamazlar. Çünkü aslında kendi ruhlarının ya da kalplerinin sesi başkasını emreder.

İşte bu noktada çok eşlilik devreye girer. Alt 3 çakra hizada olmadığından, rahim/vajina başka bir adma çekilir, kalp başka bir tipe, mantık ise bambaşka bir profili arzular. İşte bu yüzden hiçbir zaman tek eşli olamayız. Oluyorsak da hastalıklar başlar. Beden kendisini hasta etmeye ve hastalıklar ve ağrılar yolu ile konuşmaya başlar.

Erkeklerde ise, bu seviyede diğer erkeklerle rekabet had safhada olduğu için, en güzel, en uzun, en ince, en mükemmel ve en dikkat çekici bedene sahip olan kadınları yanında taşımak ister. Bu, bir nevi arabası gibi bir statü belirtisidir. Çok deneyim yaşamak ister. Zaten tek bir kadınla mutlu olamaz çünkü o da kalbi ile ya da ruhu ile seçim yapmamıştır.

Bu seviyede, erkeklerin kadından para istemesi, sırt yaslaması, tehditkar olması, kadının yine büyü ve manipülasyona baş vurması olasıdır. Erkekler ve kadınlar topluma, diğer erkeklere, diğer kadınlara, aileye kendini beğendirmek, onaylatmak ihtiyacını hala taşıyorlardır. Bu yüzden aileye göre eş seçerek, dışarda bambaşka bir hayat arayışına girebilirler.

Kadın için orospu olmak korkusu, ya da toplumda kabul görme ihtiyacı, erkeğin ise homofobi halinde olması veya erkekliğini sertlikle, küfürle, parayla, ya da güçlü insanların eteğine tutunarak kişisel değerlerinden vaz geçmeyi göze alması ile ayırt edilebilir.

Bu elbette ki sevişmeye de yansıyacaktır. Yine duygu çok azdır. Sevdiğini zannedenler de sevmiyordur aslında. Ya benimsin ya kara toprağın tarzındaki yaklaşımlar, sevgi ile karıştırılır. Sıklıkla, buradaki kişiler kıskandırma numaraları, imkansız aşklar, ulaşılmazlık gibi kavramları severler. Gizli iş çevirmeyi yalan söylemeyi saklanmayı severler.

Ancak en büyük arzuları, bu kadar saklanmalarına rağmen, görülme arzularıdır.

DÖNÜŞÜM NASIL BAŞLAR?

Bu kişiler nasıl bu seviyeden bıkıp çıkarlar?

Haydi biraz da işin bu kısmına bakalım.

Artık kalpleri açılmaya başlar. Nasıl mı? Yanarak elbette. Bazı acılar, kişileri büyütür. Hoşgörüyü, merhameti, anlayışı, affediciliği, yumuşak üslubu, vicdanı, hak yememeyi getirir. İşte o zaman kişinin kalbi açılmaya ve yeşil çakrası çalışmaya başlar.

Bunu nasıl anlarız? Bir yandan da, diğer insanların sığ olduklarını fark eder. Yani artık eskiden birlikte olduğu insanların kendisini sıktığını, ruhunu doyuramadığını fark eder. Aynı şekilde seks yapamaz. Bir anda cinsel isteksizlik başlar.

Cinsel isteksizlik bu kişileri önce korkutur. Çünkü canı sevişmek istiyordur ancak bunu eskisi gibi duygusuz ve derinliksiz yapamayacak hale gelmiştir. Bu yüzden denese dahi başarılı olamaz.

Daha derin bir birliktelik arayışı başlar. Ancak bunun farkına kendisi bile çok geç varır. Bunu fark ettiği anda da güven problemleri yaşamaya başlar.

Çünkü referans olarak aldığı deneyimler, eski alt 3 çakradan yaşayan ve sevmesini bilmeyen kişilerdi. Ancak kendi kalbi açıldığında, kendisi gibi kalbi açılmış bir partnere kendini teslim etmeye korkar. Çok yavaş adım atar. Ve kendini ruhsal arayışlara vermeye başlar. Bu arayış herhangi bir inanç sisteminde olabilir. Ancak ne yazık ki, pek çok inanç sistemi, ilişkiler ve cinsellik yönünde nasıl ilerlemek gerektiğini anlatmaz. Bu yüzden bu kısımda cevapsız ve yönsüz kalmaya başlarlar.

KİM OLDUĞUNU BİLMEDİĞİM BİRİNİ ÖZLÜYORUM

İşte bu kişilerin durumu bu şekilde özetlenebilir. Kim olduğunu bilmiyorum ama o özel kişiyi arıyorum, özlüyorum. Kimdi o? Ruh ikizin mi?

Hayır değil. O denli büyümedin henüz. Sen sadece senin gibi kalbi açılmış kişilere aşık olmak istiyorsun. Artık bu seviyede kimse sana yeterince tatmin, heyecan, istek hissettiremiyor. Sabırlı olamıyorsun, sohbetten de keyif alamıyorsun. İçine döndün ve başkaları ile değil kendinle vakit geçirmeyi tercih ediyorsun. Ancak içindeki boşluk devam ediyor.

İşte orası tam da geçiş köprüsüdür.

Burayı yakmalısın. Üst 3 çakraya geçebilmek için bazı çalışmalara ihtiyaç vardır. Haydi onları da bir sonraki yazımda konuşalım.

Sevgilerimle,
Seda Diker

TAVSİYE KİTAPLAR

1. HAZ
2. Duygu Simyacısı

TAVSİYE WORKSHOPLAR

1. Duygu Sökümü ve Tohumlama
2. Kilit Taşını Bulmak ve Acıları Yakma Rehberi
3. Kundalini ve Rahim Gücünü Kullanmak (yakında)
4. 21 Günde Duygu ve Düşünce Arınması