Bağımlı Olduğun İli̇şki̇ Geri Geldiğinde Ne Yapmalısın?

2 Ocak 2021

Son derece hafif hissederek uyanmıştı. Şaşkınlık içinde gözlerini etrafta gezdirdi. Yorganın altında sağdan sola dönmeye bile çekiniyordu. Sanki en ufak bir harekette yeniden iç sıkıntısı kalbini ziyaret ediverecek gibi geliyordu.

Ne yapmıştı da bu şekilde hafif bir sabaha uyanabilmişti? Henüz geçtiğimiz hafta en derin öfkeler ve acılar içinde kıvranıyordu, ağlıyordu. Sonra birdenbire hatırladı. Kendince gülümsedi.
“Evet, yaptığım onca topraklama ve Duygu Sökümü işlemi işe yarıyormuş demek.”

Usulca doğrularak ayaklarını yatağından aşağıya doğru sarkıttı. Derin bir nefes alarak gerindi. Vücudu sanki yepyeni bir enerjiyle doluyor gibiydi. Son birkaç gündür hiçbir şekilde onun sosyal medyasını da WhatsApp’ını da takip etmediğini anımsadı. Kendi kendini gülümseyerek tebrik etti. Nihayet, yüzeye çıkıyordu. Pencereye doğru yürürken kendi kendine düşündü. Çok zor olmuştu, ancak bu kadar kısa sürebileceğini asla bilemezdi.

Pencereyi aralayarak hemen camın karşısındaki çam ağacını seyretmeye koyuldu. 3 haftadır ilk kez doğanın güzelliği, güneş ışınlarının neşesi dikkatini çekmeyi başarmıştı. Camı aralayarak derin bir nefes aldı. Güzel bir gün olması için elinden geleni yapacaktı.

Başını iki yana sallayarak gülümsedi. Camdan uzaklaşarak yatağın kenarındaki terliklerini ayağına geçirdi. Ne zamandan beri bu kadar iyimser hale gelmişti? Mutfağa doğru yöneldi. Kendisine harika bir kahvaltı hazırlayacak ve keyifle yiyecekti.

AŞK ACISININ BİTTİĞİNİ NASIL ANLARIM?

Her bünye, çeşitli duyguları sürekli olarak deneyimler. Bu, kişinin bilinçaltına, düşünce yapısına, çocukluk ve ergenlik yaralarına, aile yapısına, çevresine, inançlarına bağlı olarak değişir. Her duygunun bir frekansı, ve doğal olarak matematiksel ölçülebilir bir frekans değeri vardır. Ancak hiçbir insan tek bir duyguyu sürekli olarak yaşayamaz.

Diyelim ki bir ilişki bağımlısı, korku, suçluluk, pişmanlık, üzüntü, özlem, huzursuzluk, neşe, coşku arasında gidip geliyor. Bu saydığımız duyguların değer birimi, korku için 50, suçluluk ve pişmanlık için 30-40, üzüntü için 100, hırs için 125, huzur için 200 diyebiliriz. Bu değerler düştükçe acı artar. Bir insan sürekli korku içinde yaşayamaz. Çünkü o kadar düşük bir duyguda hayatını sürdüremez. Bedende cinsel enerji otomatik olarak hayat enerjisine çevrilecek korkuyu bastırmaya harcanır.

Ancak bu korku sadece bastırılmıştır. Sürekli kanayan bir yara gibi, kişinin hayat enerjisini harcamaya devam eder. Bir süre sonra daha hafif duygular hissedilmeye başlanır. Ve o duygu da negatif ise cinsel enerji hayat enerjisine çevrilerek biraz daha desteklenir. Kişi bu kez huzura doğru gelir. Diğer duygular yeniden tetiklenene dek orada saklanırlar.

Çok korku gibi negatif uçta hisseden birisi, topraklama yaptığında hayat enerjisini harcamadan, diğer yani pozitif uca kayar. Ancak bu yalancı bir neşedir. Burası hafifliktir, ancak geçicidir. Gerçekten de aşk acısı henüz bitmemiştir. Aşk acısının bitmesi için pişmanlık, utanç, suçluluk, öfke, hırs umutsuzluk gibi pek çok yan duygunun tamamen değişip bitmesi gerekir.

İşte bu kadında da sadece geçici bir hafifleme olmuştu. Topraklama da yaptığı için, kendini diğer uçta bulmuştu.

AŞK ACISI HAFİFLEYİNCE NE OLUR?

Genç kadın ofise vardığında saçlarını savurarak masasına yöneldi. Pek çok kişi kafasını kaldırarak ona baktı. Dikkat çekmişti. Işığı parlıyordu. Ve makyaj bile yapmadan, fön çektirmeden, sadece içsel duygu durumu ile kendini özgür ve iyi hissettiği için, etrafa enerji yaymaya başlamıştı. Hem de hiç efor sarf etmeden.

Akşamüstü, müdürün odasındaki toplantıdan kafası meşgul bir halde çıktı. Kendi masasına doğru ilerlerken garip bir heyecan içini sarmış gibiydi. Ne olduğunu anlayamadan elindeki telefonu kontrol etme ihtiyacı duydu. Ancak bu kez telefonu eline alırken, hafifçe sıkıntı da hissetmişti. Yoksa yine mi eski haline dönecekti?

Ancak boş gözlerle Whatsapp’ı açtığında gördüklerine inanamadı. Ondan mesaj gelmişti. Gözlerini kırpıştırarak tekrar, tekrar okudu. Mesaj sade, kısa ve anlamsızdı.

“Nasılsın?”

Bu kadar. Ancak genç kadın yine de tarifsiz bir mutluluk içinde yüzmeye başlamış gibiydi. Neşeyle canlılıkla ofis odasında dolanmaya başladı. En yakın arladaşının masasına yaklaşarak telefonunu gösterdi. Artık bu mesajın ne demek istediğini, onun pişman olup olmadığını, kendisini özleyip özlemediğini kim bilir kaç kez konuşacaklardı. Ve sonunda ne cevap yazacağını bulduğunda onun vereceği cevaba göre hareket edecekti.

Genç kadın zafer kazanmış gibiydi.

İLİŞKİ BAĞIMLILIĞINDA KRİTİK EVRE… BU SÜREÇTE NELER YAPMALIYIZ?

Genç kadın arkadaşlarıyla konuştuktan sonra, akşam saatlerinde sevdiği adama yanıt vermeyi başarabildi. Çok fazla yüz vermemesi gerektiği, hatta onun daha fazla adım atmasını sağlaması gerektiği üzerinde herkes hemfikirdi. Oysa ki genç kadın bunu başaramamıştı. Her zamanki gibi tavizler vermeye razıydı. Yeter ki geri gelsindi. Onun bu kısacık mesajı bile genç kadını yeniden ilişki bağımlılığının pençesine atmıştı.

Yazışmaları kuru ve hiçbir yere varmayan cinsten olmuştu. Ve genç kadın bunun neden böyle olduğuna anlam veremiyordu. Yeniden elinde düşünmesi gereken milyonlarca soruyla baş başa kalmıştı. Yenden ağlayacak, yeniden aynı acıların içinden geçmek zorunda kalacaktı.

BAĞIMLI OLDUĞUMUZ BİTEN İLİŞKİ GERİ GELİRSE NE YAPMALIYIZ?

İşte burası çok kritik.

Şu maddelere dikkat edelim.

  1. Topraklama ve onu takip etmeyi bırakmak, ve aynı zamanda cinsel enerjinin hayat enerjisine çevrilerek, duygularını pozitife otomatik olarak taşıması, senin etrafa yaydığın enerjiyi yükseltir.
  2. Bu devrede, cinsel isteğinin yani libidonun azalması normaldir.
  3. Enerjin yükseldiğinde, diğer erkekler kadar biten ilişkin de geri gelecek, ama bunu sadece kısa ve kuru bir mesajla yapacaktır.
  4. Eğer bu mesaj gelirse, bir pazarlık masasındaymış gibi hareket etmelisin. Onun seninle seviştiği en son gün, sana ne veriyordu ve senden ne alıyordu? (Günlük hayat manasında. Örneğin seni artık ayda bir kez görüyor ve sadece evde buluşuyordu. Sen ise ona hediyeler alıyor sofralar kuruyordun.) İşte geri geldiğinde bu masada hemen eski günlere döndüğünü düşünürsen, yanılırsın. Karşındaki sadece eski düzenden başlar. Yani bir kaleme 100TL değer biçiyorsun ancak karşındaki gitmeden önce 20TL vererek o kalemle yazı yazabildiyse, geri geldiğinde 10TL teklif ederek başlar. Bu da, senin hayatına kısa ve kuru bir mesajla hafif bir giriş yapıyor demektir. Eğer sıcak davranırsan, geri geleceğini var sayarsan yeniden gidecektir.
  5. Bu kez ona 100TL verene dek kalemi kullandırmamalısın. Yani sen ne istiyorsan, sana onu teklif edene dek, onunla eski sıcaklığı ya da ilişkiyi yaşamamalısın. Bunu da açıkça belirtmelisin. Ben düzenli görüştüğüm ve beni sadece cinsellik değil duygularıyla saracak bir ilişki istiyorum artık gibi konuşabilmelisin. Elbette uygun zamanda. Ve en çok konuşmaya o hevesliyken bunu yapmalısın.
  6. Bunu başaramazsan yeniden alttaki duyguların tetiklenmiş olacak ve sen sil baştan topraklama yapacaksın:

Ancak Duygu Sökümü ve Tohumlama uygulayabilirsen, çok daha az kanma ya da enerji çaldırma konumunda olursun. Çok daha hafif ve az.

Beklentilerinizi yönetmeyi unutmayın.
Bir günlük defteriniz olsun. Ve o defterin içine gelecekte istediğiniz ilişkinin detaylarını yazmayı unutmayın. Bu size, eksik ya da yarım gelen herkese hayır deme şansı verecektir.

Sevgilerimle,

Seda Diker