Bilinç Seviyesinde Cinsellik –1

11 Ekim 2020

Sevgili Dostlarım,

Hepinize Merhaba. Herkes cinselliği en doruk noktasından yaşamak ister. Bunu söylerken, kastım aslında erişilebilecek en yüksek doyum ve hazza ulaşmaktır. Ancak kendi kafamızdaki hedefler, son nokta değildir. Her zaman bir üst seviyesi vardır.

Cinsellikte ve yakınlaşmalarda haz almaya odaklanmak bizi yanıltabiliyor. Sadece haz almaya değil, aslında ruhsal doyuma odaklanabilsek, çok daha büyük mutluluklara ulaşırız. Oysa yaşadığımız ve peşinden koştuğumuz ilişkilerin bizi ne kadar mutluluğa götürebileceği, ancak ve ancak bizim bilinç seviyemiz kadardır. Yani kendi bilinç seviyemizin sınırına çarpıyoruz.

ÇAKRALARA GÖRE SEKS DÜRTÜSÜ

Kök Çakra – Kırmızı Olmak

Şimdi biraz bilinç seviyelerini ve buna göre içimizden gelen cinsel birleşme dürtülerini konuşalım.

Burası bildiğiniz gibi kırmızı renkte. Ancak hiç kimse, sadece kırmızı ya da sadece kök çakra ile sınırlı değildir. Bilinç seviyesi belirli bir aralıkta iner ve çıkar. Bu yüzden, kırmızı bir kişi, aynı anda turuncu ve sarı üzerinde de çalışıyordur.

Kök çakra, hayatta kalma içgüdüsünü temsil eder. Hayatta bir temel atabilmek, köklenmek, para kazanmak, karnını doyurmak, üremek, savaşmak, hayatta kalmak için uğraşmak demektir. Bu konular üzerinde çalışanlar bağ kurmakta zorlanırlar. Sağlıklı ve dengeli bağ kurabilmeyi öğrenmeden önce, bir anda kendisine ilgi gösteren, para veren, gözüne bedensel olarak hoş görünen ya da sadece bir kez seks yaptığı için, bağımlı hale gelen kişiler kök çakra ile uğraşıyordur. Ya bağ kuramazlar ve kaçarlar, ya da bağımlı hale gelirler ve karşısındaki insana zarar verecek şekilde, 3. sayfa haberlerine konu olacak işlere kalkışabilirler. Birini bu yüzden öldürmek, yüzüne kezzap atmaktan tutun da, tehditler şantajlar, büyüler, bir erkeği ya da kadını diğerinin elinden zorla almaya kalkışmaya kadar kırmızı çakra uzanır.

Bu çakradan bağ kurarak yapılan cinsel beraberliklerde, kişiler üremeye yönelik olurlar. Üremek için gerekli temel faaliyetler her ne ise, o kadarını başarmak, kişi için iyi bir cinsel performans göstermek demektir. Yani erkek, haz verdimden ziyade, bunu normal şekilde başardım ve haz aldım’a odaklanır. Kadın ise haz almaktan ziyade erkeğe görevini ifa etmiş ya da üreyebilmiş olmanın huzurunu yaşar.

Sakral Çakra – Turuncu Olmak

Daha önceki İlişkilerde hangi seviyedesin? yazı dizimde  de belirttiğim gibi, bu bilinç seviyesindeki kişiler, cinselliğin çeşitli açılımlarını ve nasıl hazlar alabileceklerini keşfetmeye başlarlar. Elbette, bu çakra aynı zamanda yaratıcılığı destekleyen ve bereketi artıran merkezdir. Neden sizce?

Çünkü duygular çok önemlidir ve doğrudan yaratım kabiliyetine sahiptir. Yani siz eğer doyum hissini yakalayabilirseniz, bereket ve bolluk artar ve doğa da toplu bilinçteki doyum hissinin artışına göre daha bereketli ve destekleyici olmaya devam eder. İnsan bilincinin doğa ve iklim üzerinde zannettiğimizden çok daha fazla etkisi vardır.

Peki cinsellikte bize nasıl etkiler sunuyor? Bu seviyede çalışan kişiler, nasıl haz alabileceklerine odaklanırlar. Ancak daha çok maddi dünyanın etkisindedirler. Manevi dünyanın ve kalp açıklığının farkında değildirler. Bu yüzden daha pornografik birlikteliklerin şahane olduğuna inanırlar.

Cinsellikte hızlıca kadını zorlamak, ruhu ve duyguları görmezden gelerek sadece beden güzelliği ile tahrik olmak, çeşitli cinsel fanteziler, içinde sevgi olmayan sadece küfür sayılabilecek pornografik konuşmalar yapmak, ne kadar sert, hızlı, aceleci, ve doğrudan cinsel uzuvlara yönelik haz almak ve vermek üzerine yapılan her türlü birleşme modeli bu bilinç seviyesi ile bağlantılıdır.

Haydi biraz daha konuya girelim. Bir ilişkide alt iki çakra, yani kırmızı ve turuncu seviyesinde hala alacak dersi olanlar, sevişirken bir taraf sahiplenerek kontrol etmeyi, diğer taraf ise manipüle etmeyi ister. İşte bu noktada, yatak odası, iki kişinin güç savaşı yapması için savaş meydanına dönebilir. Ancak bu tamamen bilinç dışı düzeyden devam edebilir.

Cinsel aktivite ise, dominasyon, bir tarafın daha pasif kalması, ya da bir tarafın diğer tarafa her istediğini yapması, (istemese bile istemek zorundaymış gibi muamele görmesi), kadına orospu muamelesi yapılması, konuşmaların daha kişiye özel olmadan tamamen pornografik olması, vajinayı aşağılayıcı kelimeler içermesi, ya da sadizm, mazoşizm, ya da grup seks fantezilerinin denenmeye çalışıldığı şekillere kayabilir.

Bu bilinç düzeyinde, madde kullanımı, alkol olmadan cinsellik yaşayamamak, zevk almakta zorlanma gibi konular çok daha fazla görülebilir.

Kalp henüz tam olarak sevgiye açık olmadığından, kişiler her ne kadar birbirlerini çok seviyor olduklarını düşünseler dahi, daha çok bağımlılık geliştirirler. Aç oldukları ilgiyi, maddi imkanları, saygı ve itibarı, önemsenmeyi karşı taraftan beklerler. Ya da bağ geliştirmeden duyguları hesaba katmadan birleşmeyi tercih ederler.

Acı çekmek çok uzun sürer. Her bir deneyim çok acı verdiği için, çok uzun süreli acı çekmekten nefret edildiği için, almaları gereken dersleri ötelemek, görmezden gelmek, sevgiyi, affı, ilgi göstermeyi, varlığını hissettirmeyi ikinci plana atarak, kendi işini, hayatını bahane ederek uzak dururlar.

Penis boyutunun çok önemliymiş gibi görülmesi, erkek olmanın sadece organla bir tutulması, birbiriyle kıyaslanması, kaç kadınla ne kadar birlikte olduğunun etrafta anlatılması, sanki başka bir öğreti gerekmediği gibi bir izlenim vardır. Kadın da sadece bakirelik, iffet, ya da bir anda erkeğin aradığı orospu ya da özgür kadın olmak zorundaymış ve her aktiviteyi yaşaması zorunluymuş, reddettiğinde kadın değilmiş ya da yeterli değilmiş gibi muamele görebilir.

Bu seviyede, zevk almak, fiziksel aktivite, pornografik filmlere en yakın hareketler, zaman ve süre, konuşabilme yeteneği ve rahatlığı ön plandadır. Ancak gerçek haz ve doyum kalben açık ve hakiki olmaktan geçtiği için hiçbir zaman tam anlamıyla kişi mutlu olamaz. Bu yüzden, ne aradığını da bilmeden aynı şeyleri yaparak arayışına farklı bedenlerle devam eder.

Bu arayış, aslında haz arayışı olarak bir kısır döngüye götürebilir. Buradaki haz arayışına YATAY YOLCULUK diyoruz. Yatay yolculukta, insanlar kalbe ve üst çakralara yönelmeyi akıl edemez, daha da hangi fanteziyi hangi değişikliği yaşayabileceğini hesaplar. Denemeler yapar. Kaçamaklar ve yasaklarla ilerler.

Ancak bir süre sonra erkekler kendilerini çok da derinleşmediği ya da uzun süre bağ kurmayı istemeyeceği kadınları mutlu etmeye çalışırken, kadınlar ruhen çok yarım kaldıkları ve erkek gibi davranmaya çalışırken kadınlık hormonlarının verdiği bağ kurma arzusu ile acı çektiklerini fark ederler.

İşin burası, dönüm noktasıdır.

Diğer çakralar bir sonraki yazımda devam edecektir.

Sevgilerimle,
Seda Diker

TAVSİYE KİTAPLAR

  1. HAZ
  2. Duygu Simyacısı

TAVSİYE WORKSHOPLAR

  1. Duygu Sökümü ve Tohumlama
  2. Kilit Taşını Bulmak ve Acıları Yakma Rehberi
  3. Kundalini ve Rahim Gücünü Kullanmak (yakında)
  4. 21 Günde Duygu ve Düşünce Arınması