Bilinç Seviyesinde Cinsellik–3

13 Ekim 2020

Sevgili Dostlarım,

Hepinize Merhaba. Bundan önceki Bilinç seviyesinde cinsellik – 2 yazımda alt 3 çakranın, yani sevgiyi henüz tanımayan, bağımlılık ve arzuyu sevgi ile karıştıranların deneyimlerini yazmıştım. Lütfen eğer o seviyelerde parçanız varsa telaşlanmayın. Zaten yapılan istatistiklere göre, dünya üzerinde üst 3 çakrayı tam olarak kullanabilenlerin sayısı %5’i geçmiyor. %80 hala sevgiyi çok fazla tanımıyor. İnsanlığın geldiği nokta burası. Çünkü yaşadığımız dünya, 3. boyutta henüz. Üçüncü boyut zaten gerçekten de alt 3 çakrayı temsil ediyor. Hayatta kalmak, üremek, avlanmak, savaşmak…

Peki, kalbi açılmaya başlayanların, kendileri gibi kalbi açık eşlere rastlayabilmeleri için ne yapmaları lazım?

NASIL KENDİ SEVİYEMDEKİ KİŞİYİ BULURUM?

İşte burası herkesin sınıfta kaldığı bir yer. Çünkü farklı bir grup insandan çok daha farklı bir gruba doğru değişim yaşayacaksınız. Yani eski dostlar, eski sevgililer, eski ilişki tipleri, eski tip arzulanmalar artık sizin için geçerli olmayacak. Gel gelelim, onlar hayatınızdan birer birer çıkarken, onlara deli gibi tutunmaya, arkalarından ağlayıp üzülmeye devam edeceksiniz. Ta ki kendi gelişiminizin farkına varana dek…

İşte ancak ondan sonra, artık aldatan, çok eşli olan, sevemeyen, manipüle eden, kötü davranan partnerlere tutulmak yerine, çok daha ışığı parlayan, kendini bilen, değerini bilen, sizi ve ruhunuzu derinden görebilecek, anlayabilecek kişilere ilgi duyabilmeye başlayacaksınız. Kendi değerini bilen kişi, karşısındakine de değer verebilir.

Eski grup insandan ve çevreden ayrılırken,

  1. Onlara dair her türlü yargıyı, öfkeyi, kini, intikam duygusunu, korkuyu ve tedirginliği geride bırakmanız gerekir.
  2. Boğaz çakrasını yani sözlerinizi hakikate çevirmeniz, yalan söylemeyi ya da boş gibi yapmayı bırakarak söylediğinizi yaşamalı ve yaşladıklarınızı dürüstçe söyleyebilmelisiniz. İçiniz dışınız bir olmalı. Ve her zaman vicdanlı ve etik değerlere uygun şekilde konuşmalısınız. Çünkü bundan sonra söylediğiniz her söz, evrene gerçekleşmek üzere ok gibi kuvvetlenecektir.
  3. Cinsellik ve onu yaşama biçiminizi değiştirmek ve zevk aldığınız eski tip pornografik yaklaşımları yavaş yavaş yakmalısınız. Çünkü sizi bambaşka ve daha yüksek zevkler beklemektedir. Burada yanıp eski zevklerden vaz geçemezseniz, sistem sizi otomatik olarak yine yarım yamalak kişilere atacaktır. Ve burada son derece büyük hayal kırıklıkları eve sisteme öfke hissedersiniz.
  4. Kalp Çakrası. Yeşil

Sevmek, sevdiğin insanı özgür iradesiyle bırakabilmektir. Giderse senin değildir. Kalırsa senindir. Bunu bilmek gerekir. Ancak, uygulayabilmek için alt 3 çakradaki açlıkları, eksiklikleri tek tek yakarak temizlemek gerekir.

Öncelikle bunlardan nasıl kurtulacağımıza bakalım.

İki temel yol vardır. Bunlar benim bildiklerim. Ancak eminim ki başka yollar da evrende mevcuttur. Ben sizlere ancak kendi bilgim ve hediyem dahilinde yardımcı olabilirim.

İlk yol, doğal yollardan yanlış ilişkilere girip çıkarak ya da tek bir kişiyle evlenip yıllar boyunca onunla sınavlardan geçerek yana yana ve acılar çekerek doğru yolu bulmaktır. Sevgiye ulaşıldığında çok değişik bir sonuç oluyor. Sevgi, doğal olarak frekans anlamında bir koruma başlatıyor. Eskiden korktuğunuz ve açık olduğunuz pek çok zararlı insan ya da saldırıdan muaf olmaya başlıyorsunuz. İşte benim kalp çakrasında en sevdiğim yer burası; yani MUCİZELER.

İkinci yol ise, KUNDALİNİ çalışarak son derece seri bir şekilde alt 3 çakranın eksiklerini temizlemektir. Kundalini yani cinsel enerji yukarıya doğru çıktıkça, o merkezlerdeki korku, suçluluk ve utanç gibi temel duyguları tetiklemeye başlar. Ve tam size uygun şekillerde sınav getirir. Ama bu seviyede hayatınızda deneyimleyeceğiniz sınavlar da korkutucu değildir. Ya da ne kadar korkutucu görünürse görünsün, aslında illüzyondur. Gerçek değildir.

Bu olaylar size konuşmaya başlar. Aynı anda rüyalarınız artmaya ve size belli bir dille mesajlar vermeye başlar. Bu noktada, çok dikkatli ve seri çalışmak gerekir. Hızlıca yeşil çakraya ulaşabilirsiniz. Ancak herkes kendi hızında gitmek zorundadır. Asla bu çalışmalarda acele edilmemelidir.

Bir terapi şekli uygulanmalıdır. O terapi ise, yine kundalininin vereceği mesajları onun dilini sökerek almak ve duyguları dönüştürmekten geçer.

DUYGULARI DÖNÜŞTÜRMEK

İster ilk yolu yürüyün, yani doğal şekilde hayatın size acılar yaşatarak olgunlaştırmasını izleyin, isterseniz kundalini çalışarak hızlanın, her iki yolda da duygularınıza hakimiyet öğrenmek zorundasınız.

Duygulara hakimiyet ise, asla onları bastırmak ve bir robota dönüşmek, analiz ederek anlamak ve zorla bastırmak, geride bıraktığını sanıp kendini zorlayarak affedici olmak demek değildir. Onları 3 aşamada sonsuza dek dönüştürmelisiniz. Hem de pozitif başka bir oluş haline…

İşte ancak bu şekilde kalp çakranız açılmaya ve hazlarınız üst mertebeye çıkmaya başlar.

Duyguları dönüştürmek için 3 aşama gereklidir.

  1. Herhangi bir yöntemle, yaralı ergenlik, yaralı çocukluk, rahim bağları, doğum anı, atalar, regresyon, nefes ya da diğer çalışma metodları ile topraklama yöntemleri ile bu alanlarda sizde iz bırakmış yüksek duygu ve olayları dengeli bir biçimde anlayabilmek.
  2. Her bir olayın duygusunu sökmek. Yani DUYGU SÖKÜMÜ çok önemli bir kavram ve çalışmadır. Bir duygu ancak doğal yolla pozitife dönebilir. Olumlamalar asla işe yaramaz. Alttan olumsuz duygu ve yargılarınız daha da güçlenerek baş verecektir. Bu yüzden eğer güven kaybı ile korkuya inmişseniz, duygu sökümü sizi güvene taşır. Hem de doğal yoldan. Eğer sevgi kaybı ile korkuya düştüyseniz, sevgiye döner.
  3. Son olarak her bir duygunun kilit taşına inilir. Burası çok önemlidir. Kilit taşı ile ilgil yazımı okuyabilir ve YouTube üzerinden videomu izleyebilirsiniz. Her duygu, pek çok yargıyı ve düşünceyi de barındırır. Onu bir ağaca benzetebiliriz. Bu noktada, dallar 1. çalışmayı, gövde, duygu sökümünü, kök ise kilit taşı ve yakma çalışmasını temsil eder. Kilit taşı, tüm duyguyu yerinde tutan inanç sistemidir. Onu bir kez bulduk mu, yakacağız. Tıpkı Yunus Emre’nin “Hamdım, piştim, yandım” dediği gibi, gönül gözümüzü açan yanma bu çalışmadaki gibidir. Kısa sürelerle kısa aralıklarla yanıp coşkuya çıkarsın. Yani öyle olaylar karşısında acılar çekmeye ve buna uzun uzun süreler boyunca katlanmaya benzemez. Zaten bu acı çekmek, yanarak dönüşmek demek değildir. Bunu öğrenmeniz gerekmektedir.
BU DÜZEYDE SEVİŞMEK

İşte bu kısım artık sizi çok şaşırtacaktır. Bedenin her bölgesinden haz alabilmeyi, orgazma ulaşabilmeyi öğrenirsiniz. Artık yakınlaşma konuşmaları küfür içermez. Genel değil, pornografik değil, sadece kişiye özel olur. Koku, tad, göz teması, ruh derinliği, her tür duygu, bakışmalar, ince dokunuşlar güven duygusu ile birlikte gelmeye başlar.

Kundalini yani cinsel enerji artık alt 3 çakrada tıkanıklık olmadığı için kolayca yukarıya çıkar. Bu yüzden sevişirken, bedenlerin üst bölgelerine belki de uzun uzun öpüşmeye daha çok ağırlık verilmeli, birleşme bölgeleri en son akla gelmelidir. Gerçek zevk ancak bu şekilde büyütülebilir.

Çünkü cinsel enerji odaklandığın yere doğru ilerler. Eğer dudaklara yoğunlaşırsan boğaza çıkacaktır. Kadın, erkeğin bedenindeki kundalininin nereye çıktığını hissedebilir. Kendi kundalinisi ile mıknatıs etkisi yaratarak onu da yukarıya çekebilir. Ancak kadının da erkeğin de eski tip hazları unutmaları gerekir. Daha üst seviye hazlara ulaşabilmek bu şekilde mümkündür. Ve haz alınmaya başlandığında önce göbek bölgesinden orgazm başlar. Burada eşler göbek göbeğe vererek nefes çalışabilirler. Ancak çok doğal şekilde o yukarıya çıkacaktır. Tek gerekli olan şey, kafa yapısı ve beklentinin eski tip, birleşme uzuvlarının temasına dayalı olmamasıdır.

Kalp orgazmı ve hatta beyin orgazmına kadar çiftler çıkabilir.

BU PARTNER HAYATINIZA ANSIZIN GİRDİYSE

Eğer yeterince kundalini temizliği çalışmadıysanız, çok yüksek hazza dayanıklı olmayacağınız için, yükselen kundalini tüm alt çakra duygularınızı tetikler. Ve çift bir türlü bir araya gelemez, kopar.

Bu durumda, lütfen kundalini terapisi alın ya da çalışın. Duygu sökün ve muhakkak kilit taşlarınızı yakın.

Sevgimle,
Seda Diker