Epifiz Nefesleri

22 Mart 2020

İlk önce bu “Epifiz Nefesleri” neden önemli ve yapmamız gerekiyor, bunu konuşalım.

Aslında nefesin ilk sebebi, zihni bedenden ayırmaktır. Bedenimizin ilk 3 enerji merkezi, yumurtalık hormonları, pankreas ve böbrek üstü bezleridir. Bu bezlerden gelen her türlü hormon, bize endişe, öfke, korku gibi duygular da üretir. O bölgedeki enerjiyi bedenden dışarıya çıkartmak istiyoruz. Örneğin yediğimiz yemeği sindirmek için kullandığımız enerjiyi mesela… Ya da endişe ya da tehlike anında kullandığımız enerjiyi… İlk üç enerji merkezimizde depolanmış duran enerjiyi dışarı çıkartmamız gerekir. Bunları beyne yükseltiyoruz.

Şunu düşün. Pek çok insanın farkındalığı, zihni, düşünce ve duyguları, dışarıya sürekli bir enerji yollar. Her düşüncenin bir frekansı vardır. Ve her düşündüğün şeyin de bir enerji alanı vardır. Pek çok insanın düşünceleri bedenindeki ilk 3 merkezden gelir. Fakat bu bölgeler, hayatta kalma içgüdüsü taşıyan bölgelerdir.

İLK MERKEZ; CİNSEL KİMLİĞİNİZ YA DA FANTEZİLERİNİZİ YANSITIR

İKİNCİ MERKEZ ACI, SUÇLULUK, UTANÇ, DEĞERSİZLİK DUYGUSU

ÜÇÜNCÜ MERKEZ İSE ÖFKE, SALDIRGANLIK, SUÇLAMA, KORKU, NEFRET

kaynaklıdır.

Bu duygular beyinde bazı kimyasalları harekete geçirirler. Nöropiptidler. Nöropeptidler ise farklı hormon merkezlerini uyarırlar. Örneğin cinsel fantezilerini düşünüyorsan, bir anda kendini o merkeze uyarı gitmişken bulabilirsin. Uyarı gittiği anda hayat enerjin o merkeze dolmaya başlar.

Elbette oraya enerji gitmeye başladığında, Alana da sinyaller yaymaya başlarsın. Bu da duygu hissetmene sebep olacaktır. Öfke gibi, cinsellik yaşama arzusu gibi, dürtüler ortaya çıkar. Yani duygular davranış biçimlerine sebep olur. Bu davranışı yaptıkça, beyin benzer bir düşünceyi yeniden üretir. Aynı düşünce yeni nöropeptidlerle yeni hormonlar üretir. Böylelikle insanlar fark bile etmeden kendilerini bir kısır döngüde bulurlar. Bu duygu ve düşünce döngüsü artık otomatik bir program halini almıştır.

Bu düşünce ve duyguların enerjileri alt üç enerji merkezimizde toplanırlar. Ve üst merkezlere çok az enerji gider. Bu döngünün sürekli tekrar edilmesi, bedenin şartlanmasına sebep olur. Kimliğimizin %95’i sadece alt üç merkeze taşınan enerjinin getirdiği düşünce ve duygulardan ve davranış biçimlerinden oluşur.

Yani, kimliğimiz bizim bilinçli halimiz olmaktan çıkar. Beden, zihnin yerini alır. Karar verici aline gelir. Hayatında önemli bir problem ya da durum olduğunda, bir anda bu alt 3 merkezdeki enerjiden güç almaya başlarsın. Bu da enerji alanını küçültür.

Bunun ne gibi bir önemi vardır?

Şimdi daha maddesel olur, daha az enerji halinde kalırsın.

Daha partikül olur, daha az sonsuz potansiyeller taşıyan dalga haline gelirsin.

Ürettiğimiz hormon kimyasalları bizi daha kopuk, bağsız ve yalnız hissettirir. Dünyaya ve hayata bakış açımız, onlar ve ben şeklini alır.

KUZEY KUTBU vs GÜNEY KUTBU

Şimdi başımızı kuzey kutbu, kuyruk sokumumuzu ise güney kutbu olarak değerlendirelim. Pek çok organizma bilim tarafından incelendiğinde, pozitif kutbun kafada olduğu, negatif kutbun ise kuyruk sokumunda olduğu gözlemlenmiştir. Bir mıknatıs gibi. Mıknatısın da etrafında bir enerji alanı bulunur. Göremeyiz ama vardır.

Eğer sen bu alandan enerji çekiyor ve hormon üretiyorsan, çekim gücünü küçültüyorsun demektir. Ayrıca başınla bedenin arasında sürekli bir güç eşitsizliği yarattığın için polariteyi de küçültmüş oluyorsun. Ve etrafındaki çekim alanını da küçültüyorsun. Yani, bedenin artık çekim gücünü kaybetmiş bir mıknatısa döner.

NASIL ALTTAKİ ENERJİYİ YUKARIYA ÇEKEBİLİRİZ?

Böylelikle yaratıcı enerjimizi yeniden etrafımızdaki alana getirerek çekim gücümüzü artırırız. İşte nefesler bu işe yarar.

İskeletin bel kemiği ve kafa tası bölümünün içinde, omur ilik sıvısı vardır. Bu sıvı, proteinler, tuzlar ve solüsyonlar vardır. Her nefes aldığında kafa tasın hafifçe açılır. Ve kuyruk sokumu kemiğin hareket eder. Nefesini verdiğinde kafatası kemiklerin kapanır ve kuyruk sokumu kemiği yeniden eski konumunu alır. Bu hareket, omur ilik sıvısını devri daim yaptırır. Normal bir insanın sadece nefes yoluyla omur ilik sıvısındaki bir molekül 12 saatte tam tur döner. Epifiz bezine gider. Yani günde 2 kez.

Biz enerjiyi başımızdan yukarıya çıkarttığımızda, aslında bedenin otomatik pilota attığı tüm düşünce ve duygu döngülerini de temizlemeye çalışıyoruz. Zihnimizde de, otomatik programlardan özgürleşmeye niyet ediyoruz. Kendimizi geçmişin duygularından özgüleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü bedenin alt 3 bölümündeki duygular, bedeni o duygunun anısında yaşıyor gibi geçmişte tutar.

KASLAR

Dik oturup bu kanalı beyne doğru açık tutmakla başlayalım. Burundan aldığımız tek ve uzun nefes yoluyla, tüm enerjiyi yukarıya doğru bir pipetten sıvı alır gibi çekiyoruz. Aynı anda vajinal, anal ve idrar kaslarımızı, alt karın ve üst karın kaslarımızı kasıyoruz.

Omurilik sıvısı içinde şarj olmuş moleküller bulunur. Proteinler, tuz ve solüsyon. Onları hızlıca yukarıya ittirirsen, inductance field denilen bir görünmez alan oluşturursun. Bu alandaki enerji, şarj olmuş moleküllerin yönünde hareket eder. Böylelikle seks yapmak için, sindirim sistemini çalıştırmak için ya da stresli bir duruma vermen gereken reaksiyon için kullandığın enerjiyi dışarıya vermek yerine yukarıya çıkartıyorsun.

Sempatik sinir sistemi, o enerjiyi beyne çıkartmaya başlar. Beyin, gamma beyin dalgasına geçer. Şimdi süper bilinç dediğimiz duruma yükselirsin. Bunu başardığında, euforia ya da çok yüksek bir haz ya da vecd halki yaşamaya başlarsın. Herkeste aynı şiddette olmasa da az ya da çok muhakkak olur.

Enerji epifiz bezine çarpar. O da melatonin üretiminin kalitesini yükseltir. Şimdi melatoninden çok çok daha yüksek bir antioksidan üretmeye başlarsın. Bilindik antioksidanlardan çok çok daha etkili ve hızlı çalışan antioksidan ürer. Ona pinolin adı veriliyor.

Onun bir üst modelinde ise, valium benzeri bir antioksidan ya da rahatlatıcı bir hormon salgılamaya başlar. İşte o hormon alt 3 enerji merkezine bağlı olan hayatta kalma içgüdüsüne ait tüm stresi tamamen bitirir. Anda kalabilir, daha pozitif olay ve duygulara, düşüncelere odaklanabilirsin. Bu kimyasallar, sadece kış uykusuna yatan hayvanlarda görülür. Seks dürtüsünü önemli ölçüde azaltır. Yemek yeme içgüdüsünü neredeyse bitirir. Dış dünyayla ve onun getirdiği hırslarla alakanız biter.

Bunun bir üst safhasında, epifiz beziniz artık DMT üretmeye başlar. Burası daha mistik deneyimler yaşamayı getirir. Rüya benzeri ama tamamen ayık olduğunuz deneyimler yaşamaya başlarsınız. Bu deneyimler daha çok ilahi ve pozitiftir. Anlamlıdır. Rehberlik verir. Tam o anda analitik zihnin yani neokortex tamamen çalışmayı bırakır.

Tam o sırada bambaşka bir nefes daha uygulanırsa, teta ile delta arasında bir gizli kapı vardır. Farklı alemlere açılan bir kapı.

Eğer kişi hazırsa, o alemlere de geçip son derece güvenli bir şekilde deneyim yaşayabilir.