İlişki Bağımlılığından Kurtulmak

27 Aralık 2020

“Onun çok seviyorum. Bana zarar verdiğini bile bile ondan gidemiyorum.”

“Bir tuhaflık var. Beni çok üzüyor. Yok sayıyor. Aramalarıma cevap vermiyor. Ama bir gün bana gelecek biliyorum.”

“Onu geri istiyorum.”

“Beni tekrar eskisi gibi sevsin.”

Bu liste uzayıp gidebilir. Eğer sen de böyle bir iç sese sahipsen, sana zarar veren bir ilişkiden kopamıyorsan, fiziksel ya da duygusal şiddete maruz kalıyorsan, tehdit, duygusal şantaj, aldatılma, varlığı ile yokluğu belli olmayan sana ilgi göstermeyen, kronik yalancı, düzenbaz ya da sahtekar, ya da alkolik olduğunu bile bile bir insana aşık ve bağlı kaldıysan, ilişki bağımlısı oldun demektir.

BİR İLİŞKİ BAĞIMLISININ GÜNLÜĞÜ

Sizlerle, gerçek ilişki bağımlısı danışanlarımdan bazı örnekler ve günlükler paylaşacağım. Biliyorum ki, aslında bağımlılığı bırakmak, kopmak gerçekten de çok zorlayıcı bir süreç. Odağını asla kaybetmemelisin örneğin. Oysa ki en derin yaralarına, üzüntülerine temas ettiği günlerde çok fazla zorlanacaksın.

Bazı günler buhran geçireceksin. Ve öyle zamanlarda, içindeki illüzyona esir düşeceksin. Sanki o dünyanın en mükemmel kişisiymiş de sen büyük bir hata yapıyormuşsun gibi…

Kimi zaman, hatanın kimde olduğunu düşüneceksin. Aslında bariz bir şekilde hata ona ait olsa dahi, sen bunun farkına varamayacak, kendinde kusur aramaya devam edeceksin. Sanki sen değişirsen, o da değişirmiş ve eskisi gibi mükemmel olabilirmiş gibi zannedeceksin.

Bazı zamanlarda, gelecek ile ilgili umudunu kaybedeceksin. Sanki başka birisi olamazmış, başka hiç kimseye aşık olamayacak, benzeri duyguları hissedemeyecekmişsin gibi gelecek. Hatta o derece ki, Allah’a olan inancın sorgulanacak. Neden sana böyle bir acıyı çektirdiğini anlayamayacak, ona içten içe küsecek, ancak bunu saklayarak sessizce acı çekeceksin. Sahipsiz kalmış ruhlar gibi…

Bazen de hırslara kapılacaksın. Onu ne pahasına olursa olsun geri alman gerektiğini, başka bir kadına/erkeğe giderse, büyük bir öfke ya da pişmanlık ya da kıskançlığın pençesine düşecek gibi hissedeceksin. İşte o zamanlarda, sosyal medyadan, WhatsApp’tan onu takibe alıp, ne kadar çevrimiçi kalmış, kiminle konuşuyor olabilir diyerek ortak tanıdıklarınızın çevrimiçi olup olmadığına bakmak, Instagram’da kimleri beğenmiş, kimleri yeni arkadaş olarak eklemiş, hangi fotoğrafları paylaşmış, inceleyeceksin. İnanılmaz derece yorucu bir süreçtir bu… Hayat enerjini tam olarak ona kaptırdığın ve böylelikle bereketini de kaybetmeye başladığını gözlemleyeceksin.

Bu kez ona öfke nöbetlerin başlayacak. Nasıl bırakabilirdi ki seni? Kimdi o? Hangi cüretle? Sen o kadar çok çabalamışken o hiçbir şey yapmamıştı zaten. Bir de giden taraf o oldu. Ya da tam tersine, hep yapmadıklarını, yanlış yaptıklarını düşüneceksin. Günler ve geceler boyu pişmanlık ve suçluluk çekecek, nasıl düzeltebileceğini hayal edeceksin. Ancak fırsatı yakalamak için yaşamaya başladığını fark ettiğinde, artık bir bağımlı haline dönmüş olursun.

Öfke nöbetlerin ve kendine kızgınlığın bu kez, bereketin ve ışıltın, çekiciliğin sönmeye başladığında daha da köpürecek. Çünkü tam olarak onun ışıltısı artıyor ve bereketi şansı kısmeti çok daha parlıyor olacak. Onu uzaktan gözlemleme şansın varsa, bir kez daha zorlanacaksın. Çünkü gözden ırak gönülden ırak olacağına, defalarca tam unutup yatışmak üzereyken yeniden hatırlayacaksın. Yarana tuz basılması canını iki misli artıracak.

Ancak tüm bunlardan bir çıkış kapısı var. Emin olabilirsin. Bu kadar uzun süre acı çekmek zorunda değilsin. Bu yazı dizisinde, bir ilişki bağımlısının güncesinde, her sorunu onların ağzından yazdıktan sonra, çeşitli pratik öneriler bulacaksın.

AYRILIK ACISINI KISALTMAK

Bizi bir ilişkiye ya da insana bağımlı kılan şey, çoğunlukla acı çekmeyi göze alamamaktır. Öyleyse size iyi bir haberim var. Acı çekmekten kısa sürede kurtulabilirsiniz. Daha az acı, daha kısa süreli konfor kaybı daha iyi geliyor. Çok daha kolayca bağımlılığı geride bırakabiliyoruz. Ancak sadece bu mu?

YENİ BİRİSİNİ BULAMAM

İşte bu konu daha da önemli. Sizler için kolayca uygulanabilir meditasyon ve çalışma teknikleri sunmak istiyorum. Gerçekten de iman gücünü test edeceksin. Belki de Allah ile bozulmuş ilişkini düzeltme fırsatı yakalayacak, hem de geleceğe her türlü konu başlığı için daha umutlu bakacaksın. Çünkü, yeni bir gelecek inşa etmek istiyorsan, beynindeki hazırda var olan ve sana zarar veren negatif düşünceleri, nörolojik ağları değiştirmek zorundasın. Burada, beynindeki nörolojik ağlar, seni geçmişte, yaralı çocukluk ve ergenlik yıllarındaki kötü olayların bıraktığı izlerde tutar. Sanki hiç değişim olmamış gibi, hangi düşünceyi üreteceğini, bu düşüncenin hangi hormonlarını aktive ederek nasıl duyguları aratacağını, sadece geçmişe dayalı bilgileriyle üretir. Bu aynı zamanda senin bilinçaltını da oluşturur.

Çünkü artık düşünerek işin içinden çıkamaz hale gelirsin. Zaten sıkıntı da buradadır. Düşünceler koskoca mekanizmanın sadece küçük ve zayıf bir halkasıdır. Artık beyin, enerji tasarrufu yapmak için olumsuz düşünce inanç ve davranış modellerini otomatik pilota atmıştır. Ve bu otomatik pilotun sadece düşünce bacağı yoktur. Düşünce, hormon, duygu ve davranış olarak daha doğrusu o duyguya ve düşünce tarzına karşı geliştirdiğin tepkisel davranışlar vardır. Onlardan sadece düşünceni değiştirmeye kalkışman, sadece analiz yaparak bu otomatik pilotun çocukluk ya da ergenlik yaralarından hangisinden geldiğini keşfetmen, bu otomatik pilotu değiştirmeye yetmez.

Daha fazla çalışmalısın. İşte tüm bunları tek tek konuşacağız.

ANNE BAĞIMLILIĞI

Bizim toplumumuzda, anneye babaya hürmet çok önemlidir. Bence de… Ancak bazen de anneler bizim önümüzde, hayallerimizi engelleyen, tüm kaynak ve enerjimizi kendileri için kullanmaya çalışan, hayatta kalmak için çocuğunu kurban eden kimliklere dönüşebiliyor. Bunu her anne baba için söyleyemem. Ancak bazen farkındalığı olmayan, evladına zarar verdiğini bilmeden hareket edenler de var.

Bunun örneğini en çok evlenmeyen ve 40 yaştan sonra hala anne evinde yaşayan kadınlar ile evlendiği halde hala annesini eşinden önce düşünerek, evliliğindeki dengelere zarar veren erkeklerde görüyoruz.

Ya da, erkeklerin, yaş aldıkları yıllarda dahi babalarının etkisinden kurtulamadan, kendisini başarız, zayıf, pasif hissetmeleri yine baba bağımlılığı sınıfındadır.

Eğer bu bağımlılıktan kurtulmak isterseniz, yazı dizimi takip etmeyi unutmayın.

Sevgilerimle,

Seda Diker