Epifiz Bezi ile Kilo Vermek

22 Mart 2020

Aranızda diyete başlayıp kilo veremeyen var mı? Ya da çok sıkı rejim yaptıktan sonra normal düzene döndüğünde, verdiği kiloları fazlasıyla geri alan?

Her zayıflamaya niyet ettiğinde kendisini buzdolabının önünde bulan?

İyi ama nasıl kilo verilir? Neden veremiyoruz?

Haydi gelin sizler için neler yapabileceğimizi, epifiz bezi ile kilo vermeyi konuşalım.

DUYGUSAL KİLO NE DEMEKTİR?

Bazılarımız ne yesek de kilo almayız. Bazılarımız ise, o yemek yiyenlerin yarısı kadarla bile idare etsek, hemen kilo alıyoruz. Kimi zaman metabolizma farklı oluyor. Kimi zaman spor yapmadığımız için diye düşünüyoruz. Bazen de bünye meselesi ya da genetik diyor ve işin içinden çıkıyoruz.

Son 10 yılda, kilo almanın sadece kalori hesabı olmadığını açıkça gördük. Sevgili diyetisyenlerimiz ve beslenme uzmanlarımız bu konuda bizi aydınlatıyorlar. Bense, batıdaki doktorların yepyeni bir keşfi olan, ama kadim zamanlarda çok iyi bilinen bir başka yöntemden bahsetmek istiyorum.

INSÜLİN VE EPİFİZ BEZİ

Dr. Joe Dispenza (Nörobilimci, yazar ve eğitmen doktor) ve ekibi kendi kliniklerinde dalında uzman olan harika bir ekiple bu konularda bilimsel araştırmalar yapıyor ve bulgularını tıp literatürüne geçiriyorlar.

Onların bulgularına göre, beyin, geçmişteki anıları tutar. Ana rahminden, yaralı çocukluk ve ergenlik travmalarımızdan, anılarımızdan tuttuğu referans olaylar, yargılar ve duyguları birbiriyle eşleştirerek saklar.

Yıllar geçse ve biz olgunlaşsak dahi, hatta o olayları artık geride bıraktığımızı düşünsel dahi, bunu sadece analitik zihnimizle yapamayız. Çünkü, o anıları ve davranışları ya da kişileri çağrıştıran her olayda, beyin aynı yargıları önümüze getirir. ve o yargıya ait bir duygu oluşturur. Hep aynı duyguyu oluşturur.

Örneğin: “Müdürüm yine beni azarladı” ya da “İş arkadaşım beni küçük düşürdü” diye düşündüğümüzde, beyin çocuklukta annemizin bizi yaralayıp azarladığı en korkunç anıyı referans alacaktır. Ve beyin bir yeni düşünce üretir: “Bugün işe gitmek istemiyorum” gibi…

Beyindeki düşünce, nöropeptid ler vasıtasıyla böbrek üstü bezlerine, pankreasa ve yumurtalık bezlerine, tiroid bezine, kimyasal moleküller yollar. O bölgede fazladan adrenalin, kortizol, insülin gibi hormonlar üretir.

Bu hormonlar fazlalıktır. Ayrıca bize öfke, nefret, kin, intikam, suçluluk, korku, kaygı, utanç gibi duygular hissettirir. Ne yazık ki, biz bu duygulara göre tepkiler vermeye başlarız. Bir kez tepki verdiğimizde, ki bunlara EGO diyoruz, beyin düşüncesinin beden tarafından onaylandığını fark ederek yenilerini ve benzerlerini üretmeye başlar.

Sırf bu yüzden, yeni duygu ve düşünceler üremeye devam eder. Bir türlü düşüncelerimizi susturamamaya başlarız. Fazla insülün, elbette ki bize duygusal açlık ve buzdolabına gitme ihtiyacı hissettirecektir. Çünkü anneden alamadığımız sevgi ve onaylanma ihtiyacını artık yemek yiyerek karşılamak isteriz.

Bazılarımızda bu reaksiyon, tekrar tekrar yaşanır. Ve beyin, bir süre sonra, bu düşünce-hormon-duygu-Ego döngüsünü otomatik pilota atar. Çünkü bedenimiz için enerji tasarrufu yapmak istiyordur. Böylece insülin, gereksiz yere yükselerek yediğimiz her şeui kullanalım ya da kullanmayalım, yağa dönüştürerek depolamaya başlar. Ve bunu otomatik pilota atar.

Otomatik pilota atmak ne demek?

Bilinçli zihnimizle “Ben rejim yapacağım. Yediklerimle kilo vereceğim” de desem, artık beden onu dinlemeyi bırakmıştır. Kendi programını devam ettirerek kilo üstüne kilo biriktirmeye devam eder. Rejim bile bazen işe yaramaz.

Fazla kortizol de kandaki insülin değerlerini etkileyerek yine kilo almaya ve duygusal açlık üretmeye devam edecektir.

Artık beynin irade gücü %5, bedenin otomatik program gücü %95 olmuştur.

(Kaynak: Becoming Supernatural, Dr. Joe Dispenza, Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak Dr. Joe Dispenza)

EPİFİZ BEZİ İLE KİLO VERMEK

İşte tam bu noktada, spor da yapsan, rejim de yapsan, kurallara harfiyen uysan da kilolar yeterince gitmiyorsa, epifizin yararlarını deneyebilirsin. Verdiğin kiloları geri alıyorsan, ya da rejimin kurallarına uyamayacak kadar kendini duygusal olarak yemeğe bağımlı hissediyorsan, bu yazıyı sonuna kadar okumalısın.

BİRİNCİ ADIM aslında yemek yeme ihtiyacının, rejim hedeflerinin önüne geçtiği andan geriye giderek, beynin referans aldığı yaralı anıyı bulmaktır.

DUYGU SÖKÜMÜ Bir anıyı bulmak problemi çözmez. Neden? Çünkü artık analitik olarak bulduğun sebebi bilmenin etkisi sadece %5, duygularının ve hormonlarının etkisi %95’tir. Öyleyse o anının ve şimdiki senin, anıyla ilgili her türlü kişinin, kilo vermenle ilgili tüm kavramlarının bir arada olduğu büyük ve kapsamlı bir duygu sökümü yapılmalıdır. Yani tüm bu tarafların birbirleriyle anlaşması sağlanmalıdır.

NEFESLER Şimdi artık özel meditasyon nefeslerine başlayabiliriz. Bunu da çok dikkatle ve bir uzman eşliğinde, ehil ellerde yaptırmalısın. Asla evde tek başına denememelisin. Nefesin amacı, yumuırtalık, pankreas ve böbrek üstü bezlerinin ürettiği duygu ve düşüncelerin negatif enerjilerini bedeninde sıkışıp kalmaktan kurtararak dışarıya atmaktır. Böylelikle, epifiz bezin de omurilik sıvısında var olan fazlalıkları temizlemeye başlayabilir. Ve çok etkili antioksidanlar salgılamaya başlayabilir.

30 GÜNLÜK DUYGU VE DÜŞÜNCE ARINMASI Bunun tekniğini biz birlikte yapmalıyız. Çünkü bedende otomatik pilota atılmış ve bilinçsizce kendini tekrar eden duygu ve düşünce sarmalını tüm çıplaklığıyla bilinçli halde görmeliyiz. Fark ettikten sonra değiştirmek üzere işlem yapacağız

DUYGU NASIL BYPASS EDİLİR? İşte burası çok güzel. Tüm hastalıklı duygu düşünce zincirini kırabilmek için problemi yazı yazarak tespit ettiğimiz her seferinde, ona nasıl duygusal olarak bypass yapacağımızı birlikte tespit edeceğiz. Ve o duygunun bedenine yerleşmesi için, sana özel bir meditasyon kaydı yapacağız.

Bir duygunun, bedene yerleştiğini nasıl anlarız? Hiç gözlerini kapatmadığın zaman bile, 7/24 kesintisiz ve parazitsiz o duyguda kalabiliyorsan yerleşmiştir.

Sevgimle,

Seda Diker