Meditasyon Deneyimlerim -3

29 Mart 2020

Sevgili Dostlarım,

Önceki yazılarımdan mistik deneyimlerimin başlangıcını bulabilir, biraz teknik bilgi edinebilirsiniz. Bu yazıları paylaşmamdaki amaç, sizleri doğa üstü olaylara inandırmak değildir. Sadece kendi içinizdeki gücü, SADECE BİRLİK BİLİNCİ ile nasıl keşfedebileceğinizi anlatmaktır.

Ben kendi derin meditasyon deneyimlerimde, mistik kapıyı aralayarak çıktım. Orada hissederek görebildiklerimi sizlerle paylaşıyorum. Bunu yapma amacım, ALAN gruplarımın yüksek seviyelere ulaşmış olanları için benzer meditasyonlar hazırlayacağımdır. Sizler de kendi bilgilerinizi alacaksınız. Hazır olun. Ve bunlar sadece pozitif olacaklar.

Meditasyon Deneyimlerim yazılarımın birincisine burayı ikincisine burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Ancak, hazır olmayanlarınız için de bazı yüksek sevgi bilgilerini paylaşmak istiyorum ki herkes kendi içindeki bilgeliği yaşayabilsin. Az ya da çok.

KAN BİLGİSİ VE KAN ŞİFASI

Bildiğiniz gibi void yani hiçlik ve heplik alanına çıkmıştım. Pek çok meditasyonumda sizleri de oraya yönlendiriyorum. Ancak birlik bilinci hissini ve ilahi sevgiyi hissedemeyenler, bu kapıdan geçmezler. O yüzden lütfen tedirgin olmayın. Her birinizin hazır olma zamanını kendi Rabb’iniz bilecek ve sizi yönlendirecektir.

Yaratılmış her varlıkla bir olduğumu, onların bilgelik ve hediyelerini fark eder etmez yüksek bir saygı, sevgi, şükran, zararsızlık alanına girdim. Bu kez kan ile şifa vermeyi bilen veçhem ölüm korkusunu yenerek, savaşmayı bırakmış olan veçhem ikisi birlikte bana bazı şeyler öğretmeye koyuldular. Bu bilgileri his olarak alıyordum. Asla kelime olarak duymadım.

O sırada meditasyonumda görsel olarak kök hücreme götürüldüm. Kök hücremin plazmasından geçerek çekirdeğine girdim. Onun benim ilahi rehberimin alanı olduğu ve bir tapınak gibi kutsal olduğu söylendi. Sonra içeriye girdim. DNA’mı büyük haliyle gördüm. Ve onun karbon bazdan kristal baza çevrildiğini görüntülettiler.

DNA’mın trilyarlarca kristal kopyasını üst üste koydurarak bedenimde yaşamak istediğim şifaları oraya görüntü olarak yerleştirttiler.

Bu aslında benim sizlere(alan gruplarıma) yaptırmış olduğum “zamandan çıkış meditasyonuna” çok benziyordu. Hatırlarsanız zaman çizgisinin karelerden ibaret olduğunu ve bulunduğumuz karede kalarak koskoca okyanusu aşarak merkezdeki sıfır noktasına gidiyorduk. Ve orada zamanın dışında Rabb’imiz ile onun ışığıyla buluşuyorduk. İstediğimiz değişikiliği kurgulayarak duygusuyla geri dönüyorduk.

Bu hücre de tıpkı zaman halkası gibi görünüyordu. Ve beden ile ilgili değişiklik, şifa vs. her ne istiyorsak, ki bunun içinde kilo vermek de vardı, hepsini oraya yükleyerek geri döndük.

Neden bu kadar önemliydi? Çünkü bunları yapabilmek için BİRLİK BİLİNCİNDE olmak lazımdı. Ve bunları yaşatırken beni her seferinde birlik bilincine sokuyorlardı. Bu da kalbimde ve tüm benliğimde inanılmaz bir doygunluk hissi yaratıyordu.

RUHSAL AMELİYAT

Kan bilgisi bilen veçhem, beni bir anda bulutların arasındaymış gibi görünen bir alana sokarak sedyeye yatırdı. Kendimi görebiliyordum. Elleriyle ışıktan iplerle kök hücrelerimi diğer hücrelerime dikti.

O akşam biraz hasta yatmıştım. Hem boğazlarım ağrımaya hem de üşümeye başlamıştım. Endişelenmiştim. Sonra veçhem bedenimi açarak kanımdaki enerjiyi elleriyle yukarıya kaldırdı. İlahi sevgi ile uyumladı. Ve yeniden indirerek kanıma yerleştirdi. Ve bedenimi kapattı.

Ya da ben öyle algıladım. İnanılmaz bir deneyimdi.

Bir yandan da bana talimat veriliyor gibiydi.

“Niyet vermen çok önemli. Şimdi o kirli kanın çıktığını görüntüle. Dikkatini timüse ver. Sana fazladan bir sürü T hücresi yüklüyoruz. T hücresi timüste yapılır. Senin timüsün kapalıydı. Bu yüzden hem beden gelişimin hem de bağışıklık sistemin kapalıydı. Cinsellik üzerine teslimiyete tam girene dek timüsün yaşadıklarınla orantılı olarak kapalı kaldı. Eril enerjiye olan küskünlüğün de geçti. Geriye sadece alınganlığın ve kırılganlığın kaldı. Birlik bilincine girdiğin halde seni dışarıya atan bu kırılganlığını bitirmeyi öğren.

T hücrelerini kendin üretebilmelisin. Bu duygunun üstüne çık. Ve her platformda kendini korkmadan ifade et. Özgürce içinden gelenleri yaz, söyle yaşa.

Aynı anda kök hücrenin içinde çekirdekteki DNA larına git. Trilyarlarcasını görüntüle. Üzerine T cell yağdığını görüntüle. Senin bizimle aynı anda çalışıyor olman çok önemli.

Rezil olma korkum, utanç duygum çok çok küçülüverdi o anda. Ve kendimi Öz’den ifade edebilmenin hafifliği ve hissi bir anda benim kalbimi çiçek gibi açtırdı. O sırada bilgi devam etti:

“Birlik bilincinde herkesi sevmen için önce kendini sevmelisin”

O sırada kendimi sevdiğimde beni epifiz bezime çıkardılar. Epifiz bezimin etrafında çok hafif de olsa ışık yandı.

“Bak, bu ışık bir kask gibi başının etrafında olacak. Henüz çok bariz ve kuvvetli değil. Çünkü düşüyorsun. Çıkıyorsun. Tüm öğrenmen gereken şey birlik bilinci duygusuna nasıl 7/24 bağlı kalırım? Bu kadar. Bunu gören karanlık varlıklar, insanlar, vahşi hayvanlar, virüsler sana gelmeyecek. Gelemezler. Frekansları yetmez.”

Bu meditasyon biçiminden sizlere aktaracağım bir başka bilgi de, birlik bilincine geçebilmek için nasıl düşünmemiz gerektiği.

Bununla ilgili 2 yazı daha paylaşacağım.

Lütfen takipte kalın.

Alan gruplarım, benden meditasyon beklesin.

Sevgimle,
Seda DİKER