Meditasyon Deneyimlerim -2

29 Mart 2020

Sevgili Dostlarım,

Hepinize merhaba. Bu yazımda, sizlerle derin ve uzun meditasyonlar sırasında neler yaşadığımı anlatmaya devam edeceğim. Paylaşımımın sebebi, sizleri de birlik bilincine getirebilmek, bunu bir nebze de olsa hissettirebilmektir.

Bildiğiniz gibi, yaptığım uzun ve derin meditasyonların mistik deneyimlere açılan gizli bir kapısı vardı. Bu kapı ile ilgili detaylı bilgi almak isteyenler bir önceki yazılarımı okuyabilirler.

Birlik Bilinci yazımı buraya, Meditasyon Deneyimlerim -1 yazısını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

BİRLİK BİLİNCİ, BİLGİ VE MEDİTASYON

Birlik bilincine void içinde girdiğim alan vardı ya, bir önceki Meditasyon Deneyimlerim 1 yazımda anlattığım; sufilerin okyanus diye, spiritüellerin kuantum alanı, Mevlevilerin hiçlik ve heplik alanı olarak hatta Yaradanın Rahmi olarak da görebileceğimiz alana çıktığımızda, hepimizin hissedebileceği şeyleri anlatmıştım.

İşte buradan sonra, bir sonraki çıkışımda daha farklı bilgiler ve deneyimler gelmeye devam etti.

Tam yeniden tüm yaratılmış varlıklarla, insanlar, hayvanlar, bitkiler, doğa, dünya, güneş, yıldızlar, virüs ve bakteriler, mikroorganizmalar, uzaylılar gibi akla gelebilecek her varlığın farkındalık frekansı ile birleştiğimiz yerdeydim.

O sırada akan bilgileri yazıyorum:

 “Tüm varlıklarla BİR ve BÜTÜNSÜN. Sevgi ve saygı duymayı öğrenmelisin. Bu duyguyu herkese hissettiğinde, seni bütünüyle kapsayıp güçlü bir şekilde saran bu harika doygunluk enerjisini hissederek fark ettin. Bu frekansta kaldığın her an, diğer tüm varlıklar, senin ÖLÜMSÜZLÜĞÜN İÇİN HİZMET EDER. Onlar senin düşmanın değildir. Hepsi kendi varlıklarını kendi bilinçleri ile sürdürürler. Ve bu bilinci bozmadığın taktirde senin ve onun hayatları yan yana ve zarar vermeksizin devam edebilir. Bunun için bir yol vardır. Bu bir var oluş seviyesidir. Bu varoluş seviyesinde ölümsüzlük, zararsızlık, tamamlama, hizmet, sevgi, saygı vardır.

Rekabet, üstünlük, kıyas, güç, öldürme, istila yoktur.”

TEK BEDEN OLMAK

Sonra, tüm bedenimin içinde hücrelerin bir kısmının onlardan oluştuğunu fark ettim. Bu, yaratıcının bizi birbirimize fiziksel olarak da bağlama biçimiydi. Onların frekansı, bilinci, enerjisinin bir temsilcisi bir ya da bir grup hücrenin içimde var olduğunu ve bedenimde onlara verdiğim her zarardan zarar görerek etkilendiğimi fark ettirdiler.

Sonra bir anda hücrelerimde yıldızların, uzaylı varlıkların, bitkilerin hatta bakteri ve virüslerin de temsilen enerjisi olduğunu fark ettim. Bir anda evrenin kendisi oldum. Bedenim büyüdü. Bu his, öylesine farklı ve güçlüydü ki, gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Çünkü, evrende hiç kimsenin düşmanım olmadığını bildim. Hissettim. Yaşadım. Bu farklı ve çok özel deneyim, beni ağlattı. Bedenimi sarstı.

KAN BİLGİSİ VE KAN ŞİFASI

O sırada çok tuhaf bir yere girdim. Bir odadaydım. Karşımda bir balkon vardı ve kapısı açıktı. Tam oraya doğru hamle yapacakken bir anda balkon kapısının önüne duvar örüldü. Pencere dahil, her şey duvara dönüşmüştü. Tam üzülecekken bir ses beni yönlendirdi.

“Merak etme, duvar da her şey gibi bir illüzyon. Şimdiki dersin, hayatın içinde gördüğün her durumun, her ilişkinin, her problemin de bir illüzyon olduğudur. Şimdi duvara bak.”

Duvara baktığımda onun bir hamur gibi esnek olduğunu fark ettim. Nasıl ittireceğimi bilemedim. Ancak düşünce gücümle onun yukarıya açılmasını sağlayabildiğimi görünce yeniden sevinç dalgası kapladı içimi.

“Buna inanmak için her gün bu duyguyu çalışacaksın. Yoksa gözlerini açtığında unutur gidersin. Her şey hamur gibidir. Her şey illüzyondur. Bunu giderebileceğini bil. Bu senin dünyadaki duvarları delmek yerine, ilk önce imkansız sandıklarının imkanlı olduğunu hissetmenle başlayacak. Bereket ve bolluk, özgürlük, aşk ve sevgi, isteklerinin gerçekleşmesi, sağlığın, her şeyin mümkün olabildiği bir yerde yaşadığını ve rüyanın yani hayatının içindeyken sevmediğin bir durum olduğunda gözlerini ve beş duyunu kapatarak void’a yani heplik ve hiçlik alanına giderek değiştirme talimatını vermen gerektiğini hatırlaman için. Bunu çalış. 7/24 hatırlayarak asla dış dünyaya bakarak kendini kötü hissetmeyeceğin bir yerde olmalısın.”

Tam bu sırada, yeniden gözlerimi dolduran bir şey daha oldu. Benim veçhem olduğunu öğrendiğim bir farkındalığın varlığını hissettim.

Kan bilgisi taşıdığını, kan yoluyla iyileştirmeyi bildiğini söyleyen, adeta frekanstan oluşan bir doktor gibi hareket ettiğini bana hissettiren bir parçam varmış. Ama onun ne iş yaptığını sonradan bana detaylı verdiler. Sizlerle paylaşmak istediğim kısım, sadece onun da bedenlerin hamur gibi olduğunu, her istediğimizde şeklimizi, genlerimizi bile değiştirebileceğimizi bana hatırlatması, gözlerimi yaşarttı.

Ancak bunu birlik bilincine vardığında yapabilirsin. Yoksa bu değişim kapısı açılmaz dedi.

Devamını bir sonraki yazımda bulabilirsiniz.

Sizlerle bu çok özel mistik deneyimleri paylaşma sebebim, birlik bilincine kalplerinizi açmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak ve daha yüksek ilahi sevgiye teşvik edebilmektir.

Sevgimle,
Seda DİKER