Acılardan Kurtulma Rehberi

10 Eylül 2020

Artık özgür olmak istiyorum. Tavizler vermekten, istemediğim angaryaları yapmaktan yoruldum diye şikayet ediyor musun? Ama gel gör ki, bunları yapıp kendini özgürleştirecekken, suçluluk hissi kapına dayanır. Bunları suçlu hissetmeden yapmak lazım.

Eski bir erkek arkadaş mesela… Artık bitmiş. Hatta belki de sen terk edildin. Yeni bir aşka yelken açman, kendine yeni bir hayat kurman gerekir. Ancak tam bunları yaparken, yine suçluluk kapına dayanabilir. Seni o bıraktığı halde, kendini ona ihanet ediyor gibi hissedebilirsin.

Neden mi?

Çünkü suçluluk, korku, utanç, pişmanlık, kaygı, gibi duygular yapışkandır. Onlar senin derin duygusal belleğinden gelir. Artık senin bir parçan haline gelmiştir.

Ve sanırsın ki, alttan almak, kimselere bakmamak, çekingen davranmak, herkesin işine koşmak senin kişiliğinin bir parçası.

Oysa ki, bu bir kişilik özelliği DEĞİLDİR.

Şimdi desem ki, bunları bilmek, analiz etmek seni özgürleştirmeye yetmez. Neden suçlu hissediyorsun? Kim bilir, belki de çocukluğunda annen ya da baban seni böyle şartladılar. Suçlayarak ceza vererek, küserek duygusal şantaj ve tehditlerle söz dinletmeye kalkıştılar.

Şimdi bunu keşfetmen, bu yüzden hala bu yaşında herkese taviz veriyor ya da kimle efendi ilişkisi oluşturarak, onları kaybetmekten korkuyorsun. Bunu bilmek, analiz etmek yetmez. Bunu gözlerini kapatıp biraz konsantre olup bazı sahnelerin bedenindeki duygusal belleğine girmen yeterli.

Ancak, bil ki, bu duyguları sonsuza dek dönüştürerek hayatından çıkartabilmek için bambaşka bir dizi işlem yapman gerekir. Bu işlemi haydi gel birlikte gözden geçirelim. Adım adım, neler yapman gerektiğini konuşalım.

ACILARDAN KURTULMA REHBERİ

Bu çalışma, herhangi bir psikoloji, psikiyatri biliminin alanına girmez. Bambaşka, sadece kendi kendinle iletişimini sağlamak, kendi iç sesinle beyninin fısıltılarını birbiriyle anlaştırmakla alakalıdır. Elbette en vazgeçilmez olan basamağı, teslimiyet aşamasıdır. Nereye ve nasıl teslim olacağını, bir bakıma Sufi/Mevlevi bir bakış açısı ile anlatacağım. Büyüklerimizin ve ermişlerimizin bir bildiği varmış.

Şimdi bu basamakları bir bir gözden geçirelim mi?

  1. Topraklama: İlk önce yüzeydeki duygularınla işe başlamalısın. Örnek verelim. Bir erkek seni üzdü. Belki de önce çok güzel başlayan bir ilgi ya da ilişki sundu. Daha sonra bunu sürdüremediniz ve koptu. Ama senin duyguların yarım kaldı. Şimdi sıkılıyor, acı çekiyor, mutsuz oluyor, hatta belki de onsuz nefes alamıyorsun. Bu acı, aslında yüzeyde seni “Beni tercih etmedi. Ben sevilmiyordum ki zaten. Hiçbir zaman güzel bulunmadım.” tarzında kendi çocukluğundan kalma korku ve yargılarınla düşünmene sebep olacak. Oysa ki gerçek sebep asla o değil. Topraklama yöntemi, bir acıyı seyrelterek aslında en derinde neye kabul veremediğini bulmaya yarar. Bu yüzden bir defterin olmalı. Kendini bir acıdan kurtulma kampına almalısın. Ve enerjini de geri alacak şekilde işlemlere başlamalısın. Topraklama yaparken, çok detaylı ve her duygunu tek tek topraklamalı yani duygusal tepkisini defterine yazarak ya da bir yastıkla ağzını kapatıp bağıra bağıra tepki vererek yapmalısın.
  2. Kilit Taşı: Her köprünün bir kilit taşı vardır. Eğer bir duyguyu tamamen olumlu başka bir duyguya dönüştürmek istiyorsan, kurtulmak istediğin o duygunun temelinde yatan ve muhtemelen yanlış ve çocukluktan gelme olan bir yanlış anlama, bir yargı ya da düşünce biçimi vardır. Orayı bulmak çok önemlidir. Orayı, ancak her topraklamanın sonunda aşağı yukarı 3’er cümlelik bir özet çıkartarak bulabilirsin. Ahu kilit taşını bulursan, değiştirmek zorundasın.
  3. Savunma Mekanizması: Ego/Nefs: Bu duygu yüzünden yaptığın tüm savunma mekanizmalarını listelemek zorundasın. Ama bunu insanlar hiç topraklama yapmadan uygulamaya çabalıyorlar. Bu hiç kolay değil. Hiç de uygun değil. Aşırı acı çekersiniz. Çünkü o savunmaları bırakmanızı isteyeceğim. Ama hangi savunma mekanizmaları? İşte asıl problem burasıdır. Topraklama yapmadan önce uykudasın. Sadece istenmemek, sevilmemek, tercih edilmemek yüzünden acı çektiğini sanıyorsun, değil mi? Oysa ki kilit taşını bulduğunda, aslında onu senin yolladığını, en derinde çok korktuğunu, bu korkunun bağ kurmak, ya da yakınlaşmak, ya da sert ya da şiddet gösteren erkeklerle yakınlaşma ihtimali, ya da aslında ruhunun bu hayata ya da bedene asla kabul vermeyişi, ya da sevişmekten cinsellikten korkmak gibi bambaşka ve daha derinde anneni kaybetmek gibi problemler olduğunu göreceksin. Hatta çoğunluk annesi ile evli. Manevi olarak duygusal olarak evli. O mutsuz ise, ya da babanla senin yüzünden evli kaldığını iddia ediyorsa, ya da yapayalnız kalma korkusu varsa, ne yazık ki duygularımız ve derin travmatik yargılarımız birbiriyle konuşmadan anlaşıyor. Ve kararlarımızı etkiliyor. İşte tam da bu yüzden, kilit taşına ait ego ve savunma davranış modellerini bulacaksın. Ve onları tek tek YAPMAMAYA başlayacaksın.
  4. Yanmak: Yunus Emre’nin meşhur sözünü hatırlayalım: Hamdım, piştim, yandım. İşte ben tam olarak bu yanmayı kast ediyorum. Yani, aslında savunma mekanizmaların ağrı kesici gibi işlev görüyor. Ana sorunu çözmüyor. Beden ateşlenecek ve sürüsü bakteriyi yenecek. Ağrı kesiciyi almayı bırak. Yani yapmayı bırak. Hemen içinde karşı koyamadığın bir nefret, öfke, can acıtma arzusu ya da korku, hatta yine orijinal suçluluk hissi belirecek. Hem de kuvvetle. Ama bu kez sen topraklanmış olduğun için dayanılabilir bir acıya düşecek. Tam o kısımda yatıp bekle. Duygunun ve neyi yaktığının farkında ol. Bu senin sadece 2’şer saatlik kısa periyotlarda yanmana sebep olacak. Ama göğsünde timüs bölgesinde yanan ateş, aslında sana halsizlik ve iştah değişikliği getirebilir. Bunlara dayan. Ve sonunda kalıcı olarak yaktığın her duygunun senden gittiğini fark edecek ve çok mutlu olacaksın.
  5. Pozitif duyguyu bedene tanıtmak: Bu işlem herkesin tek başına yapamayacağı ve yardım almanızı önerdiğim bir işlem. Eğer yardım alamazsanız, benim YouTube kanalıma eklediğim meditasyonu yapabilirsin. Meditasyona buraya tıklayarak ulaşabilirsin.
  6. Elbette bir adım daha var, o da tüm bunları hayatına adapte etmek ve kaptırdığın bereket ve hayat enerjini geri almak.

Sevgilerimle,
Seda Diker

KONUYLA İLGİLİ TAVSİYE KİTAPLAR
      1. Duygu Simyacısı
      2. Bereket
      3. Aslında Ayrılık da Yoktur
      4. Haydi Kavuş Artık
KONUYLA İĞLGİLİ TAVSİYE WORKSHOPLAR
      1. Duygu Sökümü ve Tohumlama
      2. Kaptırdığın Yaşam Enerjisi ve Bereketini Geri almak
      3. 21 Günlük Duygu ve Düşüncelerinden Kurtulmak