Dualarımız Nasıl Gerçekleşir?

10 Ocak 2021

Dua nasıl gerçek olur ve bunun için basitçe ne yapmak gerekir? Bu yazı dizisinde, sadece bu konuyu konuşacağız. Bu yazı dizisi bir din dersi DEĞİLDİR. Ben de kendimi bir din bilgini, uleması olarak göstermeyeceğim. Ancak bir insanın Rabb’iyle bağlantısı nasıl olabilir, nasıl dualarının gerçekleşmesi sağlanır, ne kadar beklemek lazım gibi soruların kendi hayatımda keşfettiğim cevaplarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli Dostlarım, her birinizin tüm dualarının kabul olması dileğimdir. Bu yüzden sizlere kendi hayatımda başarabildiğim kısımlardan örnekler ve dua etme biçimleri sunacağım. Bu Rabb’e seslenişi herkes eminim yapıyordur. Yani, muhakkak ki bir dua ediyorsunuz. Ancak ben size duadan sonra İlahi Gücün de sizden bekledikleri var, işte onlarla ilgili bilgi vereceğim.

BEREKET VE PARA İSTEME DUASI

Sevgili Dostlar, bunu herkes yapabilir, öyle değil mi? Ancak Rab siz ister istemez aslında size isteğinizi vermeye başlar. Ancak siz bazı engellerden dolayı alamazsınız. Zaten problem de buradadır. İlahi Gücü suçlamak ve dua etmekten vazgeçmek yerine bu süreçte nelere dikkat edip düzeltmeniz gerektiğine şöyle bir bakalım:

  1. İstediğin her ne ise, onun hayatında olmayışı, sana bir ders öğretmek istiyordur. Bu ders, genelde çok net ve belirli değildir. Bir tane değil birkaç tane olacaktır.
  2. Ders demek, önünde duran 4 tane konuda seni engelleyen şeyi silmeyi öğrenmek demektir.
  3. İLKİ: YARGILAR. Yani para ve bereket sahibi insanları yargılamak, onların kötü olduğuna inanmak, peşin hüküm vermek, onları kıskanmak, ulaşamadığını cezalandırarak onun da üzülmesini istemek,
  4. İKİNCİSİ: RUH. Ruhsal her konu, senin hayata gelme amacındır. Bir ruhun, öğrenmesi gereken hayat dersleri arasında, iyi ya da kötü kalpli insan olmak, paraya, şansa, içinde yaşadığı koşullara bağlı olmadığıdır. Her kesimden her eğitimden, her ülkeden, her etnik kökenden, her mezhep ve dinden , her aile tipinden, her yöreden insan arasında çok iyiler de çok kötüler de çıkar.

  Ruhun bir başka dersi, sevmektir. Yaratılmış olan herkesi ve her şeyi sevebilmek, önemlidir.

  1. ÜÇÜNCÜSÜ: DUYGULAR. Eğer Rabb’inden bir şey istediysen, o alandaki kendi iç duygunun huzur, güven, coşku, neşe, hedefsizce hayattan zevk alabilmek gibi bir halde olması gerekir. Hem de 7/24. Burada hepimizin en büyük problemi, Allah’a %100 iman gücümüzün olmayışıdır. Kesinlikle vereceğinden emin olmak ve O’nu sevmek. Ama eğer vermediyse “Bir bildiği vardır” diyerek tembelliğe girmeyin sakın. Sakın ola, sabırla, tevekkülle TEMBELLİĞİ birbirine karıştırmayın. İlahi Güç de sizden onun gibi çalışmanızı istiyor. Yoksa bu dünyadaki var oluş amacımız ne olabilirdi ki? İşte bu çalışma, sadece düz ibadet DEĞİLDİR. Sadece fiziksel şartları yerine getirmek, sizi istediğiniz hızda duanıza ulaştıramayabilir. Çünkü hiç farkında olmadığınız kıskançlık, öfke, korku, endişe, kaygı, değersizlik, hak etmiyorum hisleri orada duruyorken, hayatınıza bereket ve parayı alamazsınız. Rabb’iniz verir, ama siz onu alıp kullanamazsınız.
  2. DÖRDÜNCÜSÜ: NEFS/EGO. Davranış biçimleriniz de en az duygu ve düşünceler kadar önem taşıyor maalesef. Örnek: Cezalandırıcı olmak. Ceza vermek için önce karşı tarafı yargılıyor ve suçluyor olmak gerek. Ancak bu yetki SADECE Allah’a aittir. Sen ceza veremezsin. Sen suçlu bulamazsın. Sen adil olamazsın. Çünkü tüm yaratılmışların kader planlarını, hangisinin O’nun arzusu hangisinin kötü niyetli insani plan olduğunu anlayamazsın. Ve bunu tespit de edemezsin. Çünkü bütün planı göremiyorsun. Sadece kendi bakış açından bakabiliyor ve oradan algılamaya çalışıyorsun.

İşte bu yüzden, çok ama çok dikkatle bazı davranışları yapmayı bırakmak gerekiyor. Haydi size ego/nefs örneklerini listeleyeyim. Ancak bunlar yeterli DEĞİLDİR. Her biriniz her isteğinizin ardındaki davranış biçimini keşfederek, size özel en gizli olanları dahi bırakmak ve teslimiyete girmek zorundasınız. Çünkü Rabb’iniz, sizin bu dünyada kendi aklınızla yaşamanıza da izin veriyor. Yani kontrolü siz devr alabilirsiniz. Ancak bunun başkalarına zararlı olanlarının bir bedeli olacaktır. Çünkü her zaman ilahi adalet ve enerji dengesi üzerine döner tüm evren. Ancak eğer dua edip de sonuç bekliyorsanız, kendi insani davranış ve kontrollerinizi o konudan çekmeniz gerekiyor. Yoksa O’nun yardımı size ulaşamaz. Çünkü yaradılışın kanunu böyle. Bu da Allah’ın arzusu olduğu için böyle. Siz ceza görün mahrum kalın diye DEĞİL.

Yani teslimiyeti gerçekten yaşamanız lazım.

BEREKET İSTEME DUASI ÖRNEK

Haydi gelin bir örnek dua yazalım buraya. İlk önce, şöyle başlamanızı öneririm:

  1. Rabb’im, sen benim bereketime nasıl kavuşmamı istersin? O bereketi nasıl kullanmamı arzu edersin? Bunu bana göster.
  2. Rabb’im, bana İlahi Sevgi, İlahi Güç ve İlahi Bilgeliğini taşıyan NUR’unu akıt. Dış dünyamı, fiziksel bedenimi ve iç dünyamdaki duygularımı kendi mükemmelliğinde yap. Beni değiştir. Beni iyileştir. Beni getireceğin bereket ve bolluğa hazırla.
  3. Rabb’im, beni NUR’unla kapsa. O derece ki, artık bereketimi engelleyen karanlık düşünce, inanç ve duygulardan, davranış ve yargılardan uyanayım. Yargının ve egonun şeytana hizmet olduğunu hatırlayayım. İçinde yaşadığım rüyadan uyanabileyim. Bu rüya, kısıtlanmışlık hislerimi gösteriyor. Beni oradan uyandır ve Sonsuz ve Sınırsız hazineni alabileceğimi hatırlat.
  4. İç dünyamı, dış dünyamdaki olayları, ve fizik bedenimi temizleyerek kendimi ve ruhumu arındırmam için bana yol göster.
  5. Bereket akmaya başladığında, paranın efendisi DEĞİL, sadece velayeti ve bekçisi olduğumu hatırlat. Para ve bereket sadece sana ve dolayısıyla herkese aittir. Alamayanların duyguları ve zihni, iç ve dış dünyası hazır olduğunda alabileceklerini hatırlat. Bereketi zaten olanların, iç ve dış dünyasında engeli kalmadığını, dolayısıyla onların hayat derslerinin başka bir alanda olduğunu, dolayısıyla kendimi kimseyle kıyaslamamam gerektiğini bana hatırlat.
  6. Şu andan itibaren, sana tam teslim oluyorum. Yani egolarımı durdurarak, sadece yapmam gereken kadarını yapıp, gerisini sana bırakacağım. Ancak iç duygumu, yargımı, düşüncemi, inancımı da temiz tutacağıma söz veriyorum. Kontrol sende. Hayatımın bu kısmını sen devral.
TESLİMİYET SONRASINDA NELER OLUYOR?
  1. İlk önce, kendini bir labirentin içinde hayal et. O labirent içinde çeşitli yollara saptın. Bir yerden bir yere gitmek istiyorsun, ancak hedefine giden yolun en kısa ve en kolayını bilmiyor, göremiyorsun. El yordamıyla deneme ve yanılmalar yaparak ilerliyorsun.

Bunu hayatta erişmek istediğin her şeyde düşünebilirsin. Örneğin, harika bir ilişki istiyorken, Ahmet adlı Ayşe adlı kişiye yönelmeye çabalayabilirsin. Ancak senin için en güzeli, ya da yaşamak istediğin hayat, duygu, durum ve mutluluk için belki de en doğrusu Ahmet değil de başka biri.

Bereket için izlemen gereken yol, çalışman gereken sektör, alan farklı olabilir mesela. Kim bilir belki de senin bereketin akması için Allah’ın herkese verdiği gibi sana da bahşetmiş olduğu ruhsal hediyeni insanlık için kullanacak bir alan yaratıp iş değişikliğine gitmen gerekebilir.

Sağlık istiyorsan, belki de sana en derinde hakikatini yaşamayı ve toplum yargılarını takmamanı emrediyor olabilir.

İşte bu durumda, öncelikle sen bir dua ettiğinde, ve teslim olduğunda bir an evvel olmasını istiyorsan, öncelikle seni saptığın yanlış yoldan geri çıkartması gerekiyor. Çünkü O, labirente tepeden bakarak senin hangi yanlış ve çıkmaz sokaklarda ne kadar çok ZAMAN KAYBETTİĞİNİ görüyor.

İşte o noktada, herkes duasından vaz geçerek, teslimiyetini bozarak, elindeki hatalı kişinin gitmesine engel olmaya çabalıyor. korkuyor. Ağlıyor. Allah’a kızıyor. Ben senden aşk ve kavuşum istedim sen elimdekini aldın ya da ben senden bereket istedim sen işimi aldın diyebiliyor.

Oysa ki teslim olmuş birisi, her şeyi doğru yaparsa, asla korkmamalıdır. Çünkü Allah asla ama asla hiçbir teslim olmuş kişiyi yapayalnız ve yardımsız bırakmaz.

  1. İkinci adımda, sana temizlemen gereken yargıların, inançların, duyguların, ve davranışlarını gözüne sokarcasına olaylar zinciri getiriyor. Ya da rüya yoluyla veriyor. Burada, Rabb’in seninle nasıl konuştuğunu ve ne demeye çalıştığını, nasıl bir mesaj verdiğini kendi başına anlaman gerekiyor. Hiç kimsenin seni yönlendirmesine izin vermemelisin. Çünkü O hayatın ve o nefesin sahibi sensin. Başka biri, kendi kafasındaki kendi yoluna bakarak seni yanıltacak fikirler verebilir.

Burada önemli olan şey, nasıl bu yolda mesajlarını alabileceğin.

Elbette sonra da nasıl uygulaman gerektiği…

Daha sonraki yazılarımda bunlara değineceğim.

Takipte kalın.

Hayatını yeryüzünde ve nefes alırken cennete çevirebilirsin. Hem de kimsenin uşağı, kölesi olmadan.

Kırılamayacak hiçbir kısır döngü yoktur.

Sevgilerimle,

Seda Diker