6 Ekim 2024
Cinselliğin, sevişmenin de yükseği alçağı olur mu Seda?
Aklınızdan bu soru geçiyor mu? Öyleyse öğreneceklerinize hazır olun. Çünkü hem yüksek sevişme hem de yüksek (altın) HAZ var. Sizlerle bu yüksekliğe ulaşmanız için tüm detayları paylaşacağım.
Yüksek kelimesi, aslında cinsel enerjimizin bedenimizde daha yüksek bir yere çıkmasından dolayı kullandığım bir terimdir. Tüm içerikler temelde tantra bilgisi içerir. Ancak ben sizlerle teorik bilginin yanısıra pratikte herkesin uygulayabileceği detayları, yöntemleri ve bu konuda derlediğim deneyimleri paylaşacağım. 30.000’den fazla kadınla hem çalıştım hem de onların hayat hikayelerini dinledim. Birikimlerimi tüm kadınların hizmetine sunmak istiyorum.
Yüksek Haz Neden Önemli?
Cinsel enerji, Yüce Yaratıcı’nın bizlere bahşettiği en önemli yaratım ve hayat enerjisidir. Yüksek bir elektrik akımıdır. Manyetik bir çekim gücüne sahiptir. Bu yüzden, vücudumuzdan yayılan manyetik alanı belirleyen DUYGULAR ile ortak hareket eder.
Yani: Cinsel enerjin, Duygularını İyi Yönde Takip eder
Bu ne demektir?
Öncelikle, kundalini, ya da cinsel enerji, bedende kök çakranın olduğu yerde durur. Evi orasıdır. Bu da, perineum denilen bölgenin bedenin içine doğru 1cm yukarısındadır. Ancak, cinsel enerji, ya da kundalini, sadece seks yoluyla ya da karşı cinsle bir ilişkimiz olduğunda harekete geçmez. Bunu çoğu kişi bilmez. Kundalini, cinsel yaşamımızla kısıtlı DEĞİLDİR.
Kundalini, sürekli hareket halindedir. Göbek bölgesinden kesişerek kocaman bir 8 (sonsuzluk) çizerek tüm bedeni dolaşır. Eğer, ACI VEREN duygularla yaşıyorsak, (korku, suçluluk, utanç, kıskançlık, kin, nefret, bağımlılık, değersizlik vs.) bu duygular alt 3 çakramızda tutulur. Çünkü duygular da enerjidir. Titreşimi vardır frekans ölçüsü vardır ve Dr. David Hawkins tarafından ölçülerek tablo haline getirilmiştir.
Bu duygular, olumsuz düşünce de yaratır. Hastalanmamıza, yaşlanmamıza AN’dan çıkarak istemediğimiz olaylar zincirinde hapis olmamıza sebep olurlar. Ancak depresyona girmeden, günlük işlerimizi görebilmemiz için, kundalini, o yüksek hayat enerjisini kullanarak bu duyguları bastırır. Hatta pasifize eder. Kendimizi hayata adapte edebileceğimiz seviyeye indirir.
Ancak bu hizmetinin bedeli vardır. Hayat enerjimiz azalır. Yaşlanmamız hızlanır. Çünkü, her insan belirli bir kundalini seviyesinde doğar. Tıpkı kadınların yumurta sayısının belli olduğu gibi. Onlar bittiğinde menopoza giriyor kadınlar. İşte kundalini bittiğinde de ölüyoruz. Bu yüzden acı verici duyguları ve kısıtlayıcı düşünceleri barındırmamak gerekir. Ama engel olamıyorsak, kundalini bunları bastırmak için harekete geçtiğinden, çok fazla bedenimizde yukarıya çıkamaz.
Yüksek duygular (sevgi, şefkat, huzur, güven, coşku, haz, vecd hali, şükür) ise kalp çakrası ve yukarısında konumludur. Eğer duygu ve düşüncelerimiz yüksek ise, kundalini onu takip eder ve bedende yukarı çıkabilir. Onu çöpe atmayız. O bizi beslemeye, yüksek bir hayat enerjisi, GÖRÜNÜRLÜK, ışıltı, parlak zeka, derinlik, karşı konulmaz bir cazibe vermeye başlar.
Ancak yüksek duyguya çıkan herkes, kundalinisi kalp ve daha yukarıdaki çakralara yükselirken, alt 3 çakrada gizlenmiş korku ve suçlulukları tetikler. Böylece, neden aşık olduğunuzda, çok sevdiğinizde kıskanmaya başladığınızı, ya da çok yüksek ve derin bir cinsel birleşme yaşadığınız partnerinizin sizden kaçmaya başladığını da anlayabilirsiniz. Kundalini muhakkak korkularını tetiklemiştir.
Önemli olan, bu sorunu bir TERAPİ YÖNTEMİ ile desteklemek ve DUYGU SİMYASI yapmak gerekir. Bu terapi yöntemini “Duygu Simyacısı” adlı kitabımda okuyabilir, ya da Tanrıça Kadınlar Okulu’muza kayıt yaptırarak, 1. Dönem boyunca kundalini terapisini ve onunla hayattaki eksiklerimizi nasıl tamamlayabileceğimizi uygulamalı olarak öğrenebilirsiniz.
Sonuç:
Kundaliniyi yükselterek yüksek sevişmeye ön hazırlık yapmanız gerekmektedir.
Sevgilerimle,
Seda Diker