15 Ekim 2024
Yine hatırlayarak başlayalım.
Neden Yüksek Sevişmeyi İsteyelim?
Yüksek sevişme demek, aslında tantra disiplinine uyarak cinsellik yaşamak demektir. O disiplin ise, kundalini yani cinsel enerjiyi, orgazm sırasında boşalarak dışarı atmak yerine, beyne çıkartarak yararlanmak demektir. Ayrıca, çok daha uzun ve güçlü bir orgazm da yaşamak demektir.
Yine çiftler için yüksek sevişme, birbirlerine daha fazla aşık olmayı, çok daha uzun süreler, hiç yorulmadan sevişebilmeyi, bedende hiç ağrı, sızı, tatminsizlik ya da boşluk yaratmadan sürekli arzulu ve coşkulu kalmayı, tek eşliliği, bereketin ve başarının önemli ölçüde artmasını, yüksek, güzel duyguların daha fazla hissedilebilmesini sağlar.
Öyleyse, klasik bir boşalmalı cinselliğe alışmış olan bir erkeği, bir kadın nasıl yönlendirebilir? Biraz bunu konuşalım. Örneklendirelim.
Cinsellik kutsaldır. İlahidir. Ve bu şekilde yaşanabilirse, İlahi Aşka, Rabb’e ulaşılabilir.
Erkek, boşalmadan da haz almayı öğrenene dek, çiftin biraz daha sınırlı şekillerde birliktelik yaşamaları gerekir. Bu, erkekler için önemli bir bağımlılık haline gelmiştir. Ne yazık ki, el birliği ile, insanlığın uyuşturulması, uyutulması, başarı ve bereketlerinin kısıtlanması, kadının aşağılanması, cinselliğin kutsal bir eylemden küfürlü ve aşağılayıcı bir tona bürünmesi için pornografi endüstrisi kurulmuştur.
Boşalmaya erken yaşta alıştırılan erkekler, neyi kaçırdıklarının, sağlık, bağışıklık sistemi, gençlik enerjisi, hayat enerjisinin yanısıra, daha yakışıklı, kendi genetiklerinin en güzel ve en ışıltılı haline ulaşma şansını kaybettiklerinin farkında değiller.
Kadınlar için ise, cinselliğin erkekler tarafından aşağılanan, hor kullanılan, meta olarak görülen bir şey olduğu hissini oluşturur. Bu yüzden, cinselik yaşamak kadın için 2 farklı kutba ayrılır:
Elbette herkes bu konuda yaralı olmak zorunda değil. Ancak pornografi ve sistemin erkek ve kadını cinsellikte nereye getirmiş olduğunu incelemek için bu kutuplaşmaya dikkat çektim.
Eğer erkek boşalmadan orgazm olmayı ve bunun çok daha zevkli olduğunu anlar ve bağımlılığını yenerse, hem kadın hem de erkek çok farklı yerlere gelebilirler. Ruhen de yükselirler.
Gerçek Hikaye İle Daha Derin Yüksek Sevişmeye Geçiş Aşaması
Erkek ilk önce nefes tekniklerini uygulamıştı. Kadının gözleri ile ve hafif dokunuşlarıyla kundalinisini yükseltmeyi deneyimledikten sonra, bu kez artık nefes teknikleri ile ve masaj yoluyla kasıklarındaki ağrı ve acıyı bitirmeyi başarmıştı.
Her buluşmadan sonra, aklına boşalmak geliyordu. Erkek bunun normal olduğunun farkındaydı. Yaşadığı huzursuzluk, kasıklarındaki baskı, beyninde bitmek tükenmek bilmeyen cinsellik görüntüleri, fanteziler, ve son olarak da diğer erkekler arasında çapkın ve çok eşli görünme ihtiyacının sona ermesi gerekiyordu. Ve bütün bunlar erkeğin beynini, ruhunu, duygularını kemiriyordu. Hala kendini tek bir kadına sınırlandırmak istemediğini düşünüyor, çok fazla kadın tanımak istiyordu.
Oysa ki, bu yolculuktan çoktan geçmişti. Yani çok fazla kadın tanımış, hatta her birinden çok şey öğrenmişti. Boşalmasına hakim olmak, kadının beden dilinden anlamak, erkeği kadınlar arasında çok daha popüler yapıyordu. Hatta değer duygusunu belki de buradan alıyor, diğer erkeklere karşı bir üstünlük hissine kapılıyordu.
Tüm bunlara karşı koymayı neden istiyordu?
Bunu çok düşünmüştü. Kendi önünde bir arkadaşının tantra ve kundalini çalışmasının sonuçlarını aldığına gözleriyle şahit olması, erkeğin fikrini değiştirmişti. Bir de tabi karşısına çıkmış olan kadına özel hisler, özel yakınlık hissediyordu. Aralarında neredeyse karşı konulmaz bir çekim vardı. Ama tek başına bu çekim yeterli değildi. O arkadaşı, bereketini ve başarısını inanılmaz ölçüde artırmıştı. Hayatında pek çok şey düzene girmiş, mutluluk ve doyum hissi artmıştı. Doğrusu buna gıpta ile bakıyor, kendisi de aynı başarıyı yaşamak istiyordu.
Nefes Çalışmaları ve Masaj
Erkek ilk 3 hafta kendi başına nefes çalışması yaptı. Her cinsel istek geldiğinde, enerjisini beynine doğru yönlendirmeyi vücuduna öğretmek için nefes alıştırması yaptı. Bu alıştırmanın nasıl olacağını Mantak Chia’nın kitaplarından öğrenebilirsiniz. Nefesi olduğu gibi yazmak doğru olmayacaktır çünkü kundalini yükseldikçe bir terapiye ihtiyaç duyulur. En azından ilk başlarda böyledir.
Erkek, nefes çalışmasını yaparken, tam bir cinsel perhize girer. Yani boşalmadan bu süreyi geçirir: ancak, yükselen cinsel enerji, yol boyunca çakralardaki negatif duygulara ve blokajlara çarpacağı için, kasıklara geri döner. Kasıklarda ağrı yapabilir. Bu durumda erkek, yatağa uzanarak avuçlarıyla kasıklarına yukarıya doğru ve kUndaliniyi dağıtan yuvarlak baskılarla masaj yaptı. Bu masaj da ağrıların bitmesinde çok büyük rol oynuyordu.
Telefonda Kundalini Oyunu
KADIN: En son buluşmalarında ne kadar güzel birbirlerine dokunmuşlardı. Onu olduğu gibi kabul ederek sevebilmek genç kadını çok yükseltiyordu. Kalbi sonuna kadar açılmış gibiydi. Aynadaki siluetine baktı. Evet, güzelleşiyordu. Her gün bedeni daha da dinç ve diri hale geliyordu. Kendi kendine gülümsedi. Evet, güzelleşiyordu, çünkü içinde varlığını dahi unuttuğu kadın parçaları yeniden aktif hale gelmişti. Sanki içinde çok yüce bir ruh gizliydi ve bu ruh, bir Tanrıça edasıyla içine yeniden girmişti. Vücudunu güzelleştiren, bakışlarındaki ışığı, aniden ilham olan espri ve oyun kurma yeteneğini ortaya çıkaran tamamen o kadındı.
Erkeğin gözlerine bakarak, onu hafif dokunuşlarla nasıl da heyecanlandırmıştı. Nasıl da kundalinisi beyne çıkarken gözlerindeki şaşkınlık, bedenindeki yükseliş, kollarında kendini kaybederek transa girişi kadını da uçurmuştu. Henüz çok yolları vardı ama bir kez erkek beyin orgazmının tadını aldığında, çok daha farklı bir arzuya ve görünüşe bürünüyordu.
Tüm olayları tek tek hatırlarken, içinde erkeği aramak geldi. Usulca kanepeye uzandı ve gülümseyerek telefonu eline aldı. Erkek, cevap vermekte gecikmemişti.
ERKEK: Hayatında bir ilk yaşıyordu. Sevdiği kadınla bir ilki yaşamış olmak, her nedense onu çok heyecanlandırıyordu. Yıllar önce bazı maddeleri denemiş ama bağımlı olmaktan kaçınmak için devam etmemişti. İşin ilginç yanı, beyin orgazmı, tıpkı maddeyi kullandığı andaki rahatlık ve hafifliği vermişti. Ancak bunun fazlası vardı. Kendini ve kontrolünü kaybetmiyordu. Son derece kendindeydi. Üstelik hayatını da olumlu yönde etkiliyordu.
Şaşkınlığı, nefes egzersizlerini yapmaya devam ettikçe artıyordu. En çok da, sertleştiği zaman normalde boşalmasa çekeceği acı, ağrı ve tamamlanmamışlık hissinin kaybolmasına şaşırıyordu. Bu nasıl olabilirdi? Kadınına hayrandı. Ona bir kez daha aşık oluyordu. Çünkü o güne dek, bir erkek olarak nasıl kandırıldığını, nasıl bazı zevklerden mahrum edildiğini, erkeklerin aslında dünya çapında nasıl yanlış bilgilerle uyutulduğunu görüyordu. Buna içten içe kızarken, kadınına daha da hayran oluyordu.
Müthiş bir sarhoşluk hissi oluyordu. Ama bu içki ya da alkolden gelmiyor, sadece vücudunun doğal yollarla, organik bir şekilde hayatın sıkıntı ve kaygılarını beyninden silmesiyle gerçekleşiyordu. Sanki her şey yoluna kendiliğinden giriyormuş gibi bir his ile coşkulu bir halde uzanıyor, keyfini sürüyordu.
Kadınıyla yaşadığı o efsane günden sonra, onun gözlerinin bedenindeki ve ruhundaki etkisini unutamıyordu. Sık sık kadını ve o gözlerin etkisini düşünüyordu. Ruhları bir şekilde birbiriyle anlaşıyordu ama bunun neden olduğunu henüz anlayamıyordu.
Telefonun sesiyle irkildi. Üzerinde kadının adı belirdiği anda heyecan tüm vücudunu kaplamıştı.
KADIN: Sevgilim seni özledim. Sesini duymak istedim. Erkeğin sıcacık karşılığını duyduğunda kalbi iyice açılarak genişledi. İçine yeniden o Tanrıça Kadın giriyordu. O kendisiydi, bunu biliyordu. O güne dek çok az kullanabildiği parçası…. Ona olan özlemiydi sanki erkeğe duyduğu özlem. Ve onunla buluşma hazzıydı tüm bedeninde duyduğu.
Usul usul önce en son buluşmalarında yaşadıklarının kendisini ne kadar heyecanlandırdığını anlatmaya koyuldu. Yumuşacık ses tonu ve masumiyet içeren bir sevgi ve şeffaflıkla konuşuyordu. Onu sevdiğini göstermekten ziyade, ona güvendiğini, ve ona güven vermenin önemini biliyordu.
En heyecan verici, en ateşli anları bir bir saydı. “Beni tam bir kadın yapıyorsun. Beni sen güzelleştiriyorsun. İçindeki o müthiş erkek, benim Tanrıça Kadınlığımı ortaya çıkartıyor” diyerek, bedeninde neler hissettiğini tek tek özenle saydı.
ERKEK: Yükseliyordu. Sadece bu kadınla bu kadar yükselip tutkunun doruğuna gelebildiğini fark ediyordu. Onun sansürsüz ve korkusuzca erkekliğini nasıl beğendiğini, nasıl heyecan duyduğunun şekilde istediğini, neler yapacağını anlatması bile erkeğin hayranlık duymasına sebep oluyordu. Çünkü bu sözler, hakiki bir yerden geliyordu. Pornografik, ezberlenmiş, klişe cümleler değildi. Kadının ÖZ’ünden akıyor, doğal olarak Diğer kadınlardan duymaya alışkın olduğu klasik sözlerden değildi. Sadece kadınına has ona özel konuşmalardı.
Gittikçe sertleştiğini hissediyordu. Onu sarmak, her hücresine nüfuz etmek, hatta tuhaf ama, onu korumak ve kollamak istiyordu. Bir fetihte gibiydi. Onu fethetmek, kalbinin tamamını almak ister gibiydi. Daha önce böyle duygular hissetmemişti. Demek ki beyin orgazmı çok farklıydı.
Kadın, bir önceki buluşmalarında neler yaşadıklarını tek tek yumuşacık ve dişilik kokan bir dille anlattıkça, yeniden içini ateş kaplıyor gibiydi. Ona karşı arzu duyuyor, hırçın bir şekilde onun öpmek, kokusunu içine çekmek, burnunu en mahrem yerlerine nefessiz kalana dek dayamak, okşamak, keşfetmek istiyordu. Aklına gelen pek çok şey hala klasik sekse dairdi.
“Şu anda içine girmeyi çok istiyorum”
KADIN: yumuşacık bir dille erkeğin arzusunu yönlendirdi:
“Sevgilim, benim içime girmek istediğin her an, sadece dudaklarıma odaklan. Beni, bana sahip olurcasına öp. Bu beni de çıldırtır.”
Çünkü erkek öpüşmeye devam ettikçe, kundalinisi yukarıya yönlenecek, erkeğin kasıklarında hissettiği baskı azalacaktı. Yumuşacık konuşabilme yeteneği, ne istediğini bilmesinden kaynaklanıyordu. Evet, bir kadın ne istemediğini söylemek yerine neyi nasıl istediğini bilirse, onu yumuşakça ve öfkelenmeden, hayal kırıklığına uğramadan ifade edebilirdi.
Şimdi artık bir sonraki buluşmalarında neler yaşamak istediklerini konuşuyorlardı. Kadın tüm bedeninde enerjinin ve hazzın yavaş yavaş yükseldiğini hissediyor, vücudunun balık gibi titremesine engel olamıyordu. Pornografik bir konuşma değildi. Herhangi bir görüntü açmalarına gerek yoktu. Sadece içlerinde bambaşka, coşkulu, dolu dizgin birbirlerine koşmak isteyen parçalar vardı ve onlar birbirleriyle çok iyi anlaşıyordu.
ERKEK: Kadının tüm bedenini, her halini her şeyini merak ediyor, keşfetmek istiyordu. Vücudunda bir şeyler yükseliyor, yukarıya çıkmakla aşağı inmek ve boşalmak arzusu arasında seçim yapmaya zorluyordu. Ne kadar da yüksek bir güçtü böyle. Karşı koyamayacak hale geliyordu. Ama kadının dişi ve sıcak ses tonu, onu boşalmayı seçmekten alıkoyuyordu.
“Şimdi! Nefes almaya başlayalım mı aşkım?”
Artık nefes almayı seçecekti. Bir defa daha nefsine yenilmekten kurtulacaktı. Yoksa yapamaz mıydı? Kendinde hiç de emin değildi. Ama bu gel git lerin normal olduğunu söylüyordu kadın. O kendisini anlıyor, okuyor, gözlerine baktığında adeta ruhunun derinliklerine kadar görüyordu. Kızmadan, sakince, yumuşacık, sıcacık, davetkar, ama bilge bir tutumla onu görüyor, olduğu gibi kabul ediyor, ve seçenek sunuyordu.
Erkek bunu kendi isteğiyle seçmişti. Bu yolu deneyecekti. Çünkü artık hazırdı. Boşalırsa, tüm bu duygu yoğunluğunu, birbirlerine güvenme aşamasını bozacaktı. Bunu da istemiyordu. İnsanlar böyle duyguları karşılıklı, birbirini düşürmeden yaşayamıyordu. Öyleyse içinden sessizce nefesi kullanmayı seçti.
“Haydi sevgilim, nefesimizi boşaltalım. Ve yükseltmeye başlayalım. Beraber…”
KADIN: Vücudunda enerji yukarıya doğru çıkarken, erkeğin de sesinden ve enerjisinden onunkinin de yukarı çıktığını anlayabiliyordu. Birlikte yükselmek güzeldi. Orgazma ulaşmak… Bu güzel ve zevkli paylaşımı her gün gibi yapıyorlardı.
Bir anda transa geçtiler. İkisi de beyinleri uyuyormuş, bu dünyada değillermiş, uzayda geziniyorlarmış gibi bir hisse kapılmıştı: sanki dünyada hiç dertleri kalmamış gibiydi. Umursamazca değil, ama hafiflik ve ferahlık içinde yüzüyorlardı.
Her şey bitip de normale döndüklerinde, birlikte telefonu kapatmadan önce bir sonraki adımı konuştular.
“Sevgilim, artık sevişirken kundalini yükseltmeye hazır oluyorsun. Çok yakında başlayabiliriz. Seni seviyorum”
Erkek cevapladı:
“Ben sana tapıyorum.”
Sevgilerimle,
Seda Diker