DNA HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ

5 Ağustos 2024

DNA’mız, tıpkı bir radyo gibi hem alıcı hem de verici antenleri varmış gibi diğer DNA’lar ile iletişim kurar. Biz bunu bir internet ağına benzetebiliriz. Konu ile ilgili daha fazla bilgiyi siz de araştırabilir, Dr. Teresa Bullard’ın, Dr. Bruce Lipton’un, Araştırmacı Billy Carson’un, araştırmacı yazar David Wilcock’un ya da Bilim İnsanı ve yazar Gregg Braden’ın www.gaia.com adlı sitede uzun uzun anlattığı videoları izleyebilirsiniz.

O zaman tekrarlayalım; yaşayan DNA, bir radyo gibi, (low intensity coherent light) düşük yoğunluklu uyumlu ışık yayar ve alır. Bunlara BIOFOTON adı verilmiştir. Biyolojimizin bizzat yaydığı ve aldığı fotonlardan bahsediyoruz. Hatırlayın, fotonlar, enerji paketleridir ve bu enerjiyi geometrik figürler ile belirli bir bilgi taşıyarak tutarlar. Yani, biofotonlar, aslında biyolojik bilgi taşırlar. Ve insan biyolojisi için görünmez bir internet ağı oluştururlar.

Üstelik, bu görevi, bizlerin henüz hala deşifre edemediği ve “junk DNA” yani çöp ya da işe yaramaz ilan ettiğimiz bölümle yaparlar. Kısacası, işe yaramaz sandığımız DNA bölümlerimiz, internet ağı oluşturur, bilgi yayar ve bilgi alırlar. Bu bilgi, ilk kez uluslararası bilim insanları tarafından, Alman Bilim İnsanı Biyofizik Araştırmacısı Dr. Fritz Popp başkanlığında belgelenmiştir. Yani aslında, biyolojik ve ışık hızında çalışan bir internet ağımız var.

Bunu neden bilelim?

Biz insanlar, kendi DNA’mızla ışık hızında iletişim kurabiliriz. Başkalarının DNA’sıyla iletişim kurabiliriz. Bunun için sadece biofotonları kullanmayı öğrenmeliyiz. Yani, düşük yoğunluklu, uyumlu ışığı kullanmalıyız.

Düşük yoğunluklu uyumlu ışık ne demektir?

Öncelikle uyumlu ne demektir, basitçe öğrenelim. Enerji titreşim olarak var olur. Titreşimin ölçümü ise frekanstır. Bedenimizdeki DNA ile iletişim kurmayı sağlayacak enerji kaynaklarımız şunlardır:

  1. Duygular
  2. Düşünceler, yargılar, inançlar
  3. Sözler, ses
  4. Davranış ve reaksiyonlarımız

Öyleyse, bu 4 farklı enerjimizi birbirine uyumlu frekansa getirmek zorundayız. Aksi halde DNA ile iletişim kuramayız. Ona program yazamayız.

Genel olarak kendi içimizde hiçbir duyguyu bastırmadan özgürce hissedebilmek gerekiyor. Elbette pek çok duygu var. Acı verici olanlar ve haz verici olanlar diye iki farklı frekans bandı üzerinden basitçe ayırt edebiliriz. Acı verici olanlar DÜŞÜK, haz verici olanlar ise YÜKSEK frekans taşırlar.

Bunun ne önemi var? Çünkü DNA ile iletişimi aynı zamanda onu kodladığımızda hayat planımızdaki akışı da değiştirmeye başlar. Tıpkı çekim yasası gibi, DNA’nın sağlıklı, bedenimizin hafif ve parlak olabilmesi için, güzelleşmek ve genç kalmak için, haz verici duyguları daha fazla hissediyor olmalıyız.

Haz verici duygular, güven, huzur, sevgi, cesaret, mutluluk, neşe, coşku, haz, vecd hali olarak sayılabilir. Frekansı yüksektir.

Aynı zamanda, düşüncelerin de benzer şekilde yüksek frekanslı olması ve ikisinin enerjisinin uyumlu olması gerekiyor. Bunu sağlamak için, kıskanmayı, rekabeti, başkalarını eleştirmeyi, gıybet ve dedikodu yapmayı, yalan söylemeyi, endişeli, kaygılı düşünceleri, düşmanlığı, aşağılamayı, küsmeyi ve ceza vermeyi bırakmak zorundayız.

Net! Yoksa uyumlu ışık yayamaz, DNA’mızın kodlarını açamayız.

Elbette sözlerimiz ve davranışlarımız da yukarıda saydığım şekillerde olmalı. Zaten müslümanlıkta asıl önemli olanın yukarıda saydığım erdemler, kalbin temizliği, vicdan temizliği, dürüstlük olma sebebi budur. Körü körüne sadece yüzeysel ya da dış görüntüye göre yapılan eylemler, yukarıda belirttiğim 4 maddeyi uygulamadan çok fazla yardımcı olmayacaktır.

Bizim istediğimiz:

  1.  Genç ve sağlıklı kalmak
  2.  DNA’mızdaki düzeltme ve değişimleri özgürce yapabilmek
  3.  Evladımız, sevdiğimiz erkek/kadın partneri, anne ve babamızın DNA’larını kodlayabilmek.
  4.  Dünya hayatında kendi cennetimizi oluşturmak

Bunlar, Allah’ın bize bahşettiği özelliklerimizdir. Ancak, vicdanlar, duygular, düşünceler kirli kaldıysa, yeryüzündeki cennet kapısı bize kapanır. Her birinin kendine has yöntemleri vardır. Yani bun uyumu şimdi kolları sıvasanız, disiplinli şekilde çalışarak başarabilirsiniz.

Uyumlu Işınları Nasıl Oluştururuz? (BİOFOTON)

Öncelikle, duygu, düşünce, davranış üçlüsünün frekans ölçümlerini Dr. David Hawkins 30 yıllık bir araştırma sonucu oluşturmuştur. Bilinç Tablosu yazarak internet üzerinden araştırma yaparsanız, karşınıza çıkacaktır. Daha derin bilgi için onun kitaplarını okuyabilirsiniz.

Dr. Leonard Laskow, “Healing With Love” adlı kitabında, DNA üzerinde sadece sevgi frekansı kullanarak nasıl DNA’yı açıp kapatabildiğini ve şifa için kodlama yapabildiğini anlatmıştır. İsteyenler onun kitabını okuyabilirler. Üstelik, kitapta Dr. Laskow, bu şifanın herkes tarafından yapılabileceğini vurgulamıştır. Sadece Sevgi Frekansını kalıcı bir şekilde yakalamanız gerekiyor.

Ancak, o ve Dr. David Hawkins size bunu nasıl yapacağınızı daha yüzeysel anlatmıştır. Bunda da son derece haklıdır, çünkü kitlelere hitab eden kitaplar yazmak zorundadır. Eğer işin incelikli kısmını öğrenmek isterseniz, benim “Duygu Simyacısı” adlı kitabımı okuyabilir, ya da uygulamalı olarak öğrenip derinlemesine çalışmak isterseniz “Tanrıça Kadınlar” okuluma katılabilirsiniz.

Sevgilerimle

Seda Diker

Youtube