28 Eylül 2024
Bunun mümkün olduğunu duymuş muydunuz?
Deneyi yapıp başarılı olan bilim insanları kimdir? Haydi inceleyelim.
Genetik Uzmanı, Moleküler Mühendis, Kimyager, Kişisel genetik ve sentetik biyoloji Uzmanı olan George Church, Harvard Medical School’da Genetik Profesörü, Harvard Üniversitesi ve MIT (Massachusetts Institute of Technology) Sağlık Bilimleri ve Teknolojisi Bölümünün kurucusu, Wyss Institute for Biologically Inspired Engineering, (Biyoloji Mühendisliği) bölümünün de kurucusudur.
George Church ve Schrieffer Sri, insan DNA’sı üzerine dijital data yüklemeyi denemiş ve başarmıştır. Bu işlem için Moby Dick adlı kitabın HTML bazında yazılmış halini kullanmıştır. Bu kitabın içinde dijital resimler de vardır. Java Script dili ile yazılmış olan kitabı, sıfırlar ve birler diline çevirerek, insan DNA’sına yüklemeyi başarmıştır.
Bunun için neden insan DNA’sını seçtiklerini ise, şöyle açıklamıştır:
“Çok yüksek bir bellek kapasitesi vardır. Ayrıca, çok dayanıklıdır. Çok uzun süreler bilgi ve form asla bozulmaz. DNA üzerinde deneme yapmak istememizin sebebi bu. DNA’nın öyle bir bilgi saklama kapasitesi vardır ki, dünyadaki var olan tüm bilgileri, ki bunun bilgisayar dilinde sığacağı bellek kapasitesi 1.8 zetabit’dir, biz bu bilgiyi sadece 4 gram DNA üzerine kaydedebiliyoruz”
Bu bilgiyi şöyle bir düşünmenizi rica ediyorum. İnsan DNA’sının kapasitesi, dünyanın yaratılışından bu yana var olan tüm bilgileri ve olayları bir kayıt cihazına kaydedercesine yüklenebilir düzeydedir. Bunun çok büyük önemi vardır.
Hayal edelim: İleride okula gitmeden bile, DNA’mıza yüklenen bilgiler eşliğinde zahmetsizce her şeyi öğrenebiliriz. Sadece bu hayal bile ne kadar değişik bir kolaylık sağlıyor.
Belirli bir yeteneğimizi keşfetmek, hangi bilgiyi kullanmaya daha meyilli olduğumuzu anlamak bizim için çok kolay hale gelir.
Peki, DNA’mız üzerine bilgi yüklemek yerine uzun süreler okula gitmek, senelerce okul sıralarında vakit harcamak, gereğinden fazla bir hayat ve özgürlük kısıtlamasından geçmek, aşırı disiplin, okul ve sınav stresi, öğretmen otoritesi karşısında sıkılmak, sizce gerekli olur muydu?
Sizce, bu teknoloji varken ve çok da pahalı bir yöntem değilken, neden bizler bu teknolojiyi herkese, özellikle de çocuklarımıza vermiyoruz?
Ya da şunu düşünelim; herkesin hangi bilgiyi kullanmaya daha çok meyli ve yeteneği olduğunu çok daha erken yaşta öğrenmiyoruz?
Şimdi daha önemli bir soruyu sizlere soracağım:
Ya gerçekte DNA’mızda evrendeki her türlü bilgi zaten kayıtlıysa? Sadece onu biz okumayı ve deşifre etmeyi bilmiyorsak? Peki bu bilgilere nasıl ulaşmalıyız?
Şimdi gelin biraz da bu konuya el atalım.
Eğer bir bilgiye ulaşmak istiyorsanız, DNA’nızın deşifre edilmesi gerekmektedir. Bunun için gerçekten de DNA üzerinde ve derin trans yöntemlerinde uzunca bir süre ön çalışma yapmış olmanız gereklidir. Yoksa onları deşifre etmek biraz sizi zorlayabilir. Ancak imkansız da değildir.
Elbette son söz olarak şunu eklemeliyiz. DNA’nıza, bilgi ya da kitap, ya da bir üniversitede öğretilen ilim ya da bir beceri kaydedilebilir. Bu artık bilim kurgu değildir.