27 Eylül 2024
Şimdi hatırlayalım.
TEKNOLOJİ YOLUYLA sağlam DNA’dan başka DNA’ya kod aktarımı adımları:
-Sağlam DNA’yı elde etmek
-Yüksek enerji vererek foton ve fononları harekete geçirmek
-Onları düşük radyo frekansı ayarında bir ışınla diğer DNA’ya yollamak
FARKINDALIK YOLUYLA aynı adımları şöyle atabiliriz:
-Sağlam DNA (yani en sağlıklı olduğun küçüklük ya da dinç halini hatırlamak. Oradaki DUYGUYU yeniden vücudunda oluşturmak. O halini ve yaşını hissedebilmek.
-Yüksek frekans verebilmek için, coşku, şükür, haz, mutluluk, güven gibi meditasyonlar yoluyla öğrendiğiniz duyguları aynı anda hızlıca hissetmek. 17 saniye tutabilirseniz tüm foton ve fononlar bu sağlam DNA yazılımının bilgisini taşıyarak harekete geçecektir.
-Orijinal DNA’nın mavikopyasını, kök hücrelerine girerek alıp kalbine yerleştirmelisin
-Küçüklük halini şimdiki bedenine kalpler denk gelecek şekilde yerleştirmelisin
-Ve kalpten, sağlam DNA’dan aldığın durum hissini, zihninin gücüyle, tüm dikkatini şimdiki yetişkin bedene yönlendirerek, ama duygunu sağlam olanda tutarak, bilgiyi yollamalısın.
-Son olarak, şimdiki bedeninin DNA’sının, eski sağlam beden DNA’sıyla aynı şekle geldiğini hayal edip görüntüleyeceksin.. Bu şeklin nasıl olduğu önemli değil. Sadece eşitlensinler.
Sizlere verdiğim DNA meditasyonunu bu şekilde yapabilirsiniz.
Ancak bu ikisinin yöntemi, SADECE KARMA ÇIKIŞI ile gerçekleştirilebilir.
Haydi gelin, karma çıkışı ve Freud’un bizlere kazandırdığı Karanlık Aleme iniş ve çıkışı öğrenelim.
SES VE SÖZLERİN GÜCÜ
Nasıl başlıyordu kutsal kitaplar?
“Rabb’inin adıyla Oku”
Kur’an-ı Kerim
“Başlangıçta Söz vardı”
İncil (Yuhanna 1:1)
Demek ki, ışığın şekil almasından önce, yaratımın ilk başlangıcı, ses ile oluyor. Ol emri vermeden hiçbir şey hareket etmiyor.
Müslümanlık için zikir, aynı görevi görüyor. Kur’an okurken de kulağımızın duyacağı şekilde hafifçe sesli okumak daha yararlı oluyor.
Demek ki bizler, bilimden çok daha önce kutsal kitaplarda sesin DNA ve beden üzerindeki, hatta evrendeki her şeyini, üzerindeki etkisini öğrenmişiz.
Bilim, sesin titreşim yarattığını ve titreşimin matematiksel bir sayı değeri olduğunu ve sayıların da geometrik şekiller oluşturarak, enerjinin maddeye dönüşümünü anlatıyor.
Japon bilim insanı Masaro Emoto’nın, su moleküllerine güzel ve sevgi dolu kelimeler söylediğimizde mükemmel şekil aldıklarını, ancak nefret dolu söylemler yaptığımızda, çirkinleştiklerini bizlere görsel olarak kanıtlamıştır.
Bizler kutsal kitapta ses frekansını, dualarımızı ve kutsal metinleri kulağımızın duyacağı kadar sesle okuyarak, aslında frekans oluşturuyoruz.
Kendi kulağımızın duyacağı kadar bir sesle okumak, kelimeleri, sözleri konuşmak demektir.
Okumak ve kelimeler nedir? Ses çıkarmaktır.
Ses nedir? Elektromanyetik frekans yaymaktır.
Frekans ise, sayısal değeri olan bir matematiktir.
Matematik ve sayılar ne işe yarar? Frekans dalga gibi yayılmaya başlar.
Matematikseldir çünkü, eter/plasma, hava, su gibi iletken maddelerin üzerinde, sayısal değeri ve anlamı itibariyle ölçülebilir, görülebilir bir geometrik şekil oluşturarak maddeye ya da gerçekliğe dönüşür.
Demek ki biz insanlar ses çıkartarak, konuşarak, dua ederek 3 yöne elektromanyetik dalgalarımızı yayıyoruz.
Kendi bedenimize, hücrelerimize
Diğer insanların bedenine (torus)
Kuantum alanına bu da aslında sıfır noktası ya da kara delik olarak adlandıracağımız ama asla boşluk değil, içinde eter/plasma olan şekillenmenin başlangıç noktasıdır.
Bu bölümdeki bilgileri yazarken değerli bilim insanları Dr. Leonard G. Horowitz ve Dr. Joseph S. Puelo’nun yazdığı “Healing Codes for the Biological Apocalypse” (Biyolojik Kıyam için Şifa Kodları) ve 528 Herz: The Love Frequency (Sevgi Frekansı 528 Herz’in Gücü) adlı kitaplardan yararlandım. İkinci kitabın yazarı: The Sapians Network olarak geçiyor.
Buraya bana ait bir minik ek yapayım; büyüsel sözler de aynı prensiple çalışıyor. Her şey dairesel hareket ettiği için, büyüye kalkışanların enerjisi dönüp dolaşıp kendilerini vuracaktır. Benzer şekilde, yargıların, öfkelerin, küfürlerin, lanetlerin, gıybet ve dedikodunun, arkadan konuşmanın, nefret söylemlerinin, dönüp dolaşıp sizi vuracağını ve ne yazık ki doğacak yeni nesillere, çocuklarınıza bile kötü etkilerinin devredileceğini hatırlatmak isterim.
SUYUN GÜCÜ
Kutsal kitaplarımızda, özellikle Kur’an’da verilmiş çok özel bir bilgi vardır. Eğer bir hastamız varsa, bir bardak suya dua okuyarak şifa niyetiyle üfleyip, hasta kişiye içirilir.
Haydi gelin, suyun neden bu kadar ilahi ve özel bir bilgi taşıyıcı olduğunu anlayalım.
Su, bir bilgi ve frekans taşıyıcısıdır. İnsan duyguları, düşünceleri, inanç ve yargıları, sözleri, ses dalgaları gibi komutlarla , belirli şekiller alır. Bu şekiler ne kadar simetrik ve karmaşıksa o denli Allah’a yakın kabul edilir.
Vücudumuzun içinde büyük oranda su vardır. Tıpkı DNA’mızda olduğu gibi… Hücrelerin şekillerinizle alalım. Bozulmuş, hastalanmış hücrelerin şekli, asimetrik, düzensiz ve çirkin bir görünüm alır. Eğer doğrudan bu hücrelere yüksek frekans verilebilirse hücremizdeki su marifetiyle yeniden orijinal ve sağlıklı şekline geri dönebilir.
Bu yüzden tıp dünyası, dalga ve frekans teknolojisini kanseri iyileştirmek için kullanmak üzere araştırmalarını sürdürmektedir. Japon Dr. Emoto’nun da suya güzel sözler ve duygular yüklediğinde su moleküllerinin ne kadar güzelleşip tam simetrik hale geldiğini kanıtladığı çalışmalarını unutmayalım.
Müzik ve ses bir teknolojidir. Ve frekans değerlerinin her biri, farklı bir şey yaratmaya başlar.
174 Herz Ağrı kesicidir. (3).
285 Herz. Enerji Alanınızı dengeler. (6)
396 Herz. Suçluluk ve Korkularınızı temizler (9)
417 Herz. Değişim getirir. (3)
432 Herz. Doğanın sesidir. Doğa kaynaklı mucizelerin kapısını açar (9).
528 Herz. DNA iyileştirir ve şifa verir. Sevgi ve Kalbin frekansıdır. (6)
639 Herz. İlişkilerinizi şifalandırır. (9)
741 Herz. Sezgisel gücünüzü açar. (3)
852 Herz. Ruh ailenizi size getirir. (6)
963 Herz. Rabb’iniz ve Allah’ın Nuru ile iletişim kurmanızı sağlar. (9)
Dikkatinizi çektiyse, tüm İlahi frekans değerleri 3, 6, ya da 9’a bağlanıyor. Bu rakamsal değerlerde kaldıkça, DNA’nız, torus alanınız, sağlığınız, evrenle ve İlahi Güçle bağ kuruyor ve uyumlu hale geliyor.
Biz Bundan ne Anlamalıyız?
Cennetini oluşturmak, genç kalmak, DNA’nı programlamak ya da değiştirmek, şifalanmak için FREKANS elindeki en önemli araçtır. Sözlerimizin BÜYÜSEL GÜCÜ olduğunu fark ettik. Gıybet, dedikodu, kendini aşağılayıcı ya da başkasını aşağılayıcı sözler ve davranışların, seni kendi cennetinden düşüreceğini öğrendik. Sesinin ve müziğin frekansını kendin de sadece KALBİNE ODAKLANARAK, ya da dünyanın yaydığı frekansa odaklanarak elde edebilir ve kullanabilirsin.
Aslında İmkansız Yoktur kitabımda bulacağın ses kayıtlarında, bu uyumlanma var.