11 Kasım 2020
Sevgili Dostlarım,
Hepinize Merhaba. Yaklaşık 15 yıldır düzenli eğitimini verdiğim bir konuyu sizlere daha net aktarmak istedim. Çoğunuz soruyorsunuz: “Flört ne demektir?”
Flörtü çoğumuz, kırıtmak, cilve yapmak, trip atmak, cinsellik yaşamak ile karıştırıyor. Bu yüzden bana “Seda, ne kadar ayıp şeyler bunlar!” diyen de oldu, erkeklerden “Niye kadınlara böyle şeyler öğretiyorsun? Biz orospu değil, bize bağlı kadın istiyoruz” diyen de oldu.
Bense güldüm ve geçtim. Flört etmek, aldatmak, her önüne gelene pas vermek, herkesle her an cinsel yakınlaşacakmışsın imajı vermek HİÇ DEĞİLDİR.
Rahatlayın.
Ve gülümseyin.
Flört, Hayat Enerjisini yükseltmek ve karşındaki kişiye aktarıp durdurmak demektir. Üstelik, bunu sadece erkekle değil, annenle, en yakın arkadaşınla bile yaşayabilirsin. Çünkü içinde aşk değil, YAŞAMA SEVİNCİ aktarmak vardır.
Flörtöz insan ise, yaşama sevinci olan ve bunu bulunduğu ortama yayabilen kişi demektir. Yani istediği kişiye istediği anda yaşama sevincini aktarıp durdurabilen kişi, flörtözdür ve bunu yapmayı iyi biliyordur.
IŞIĞI YANMAK
Yıllar önceydi. Belki de 20 yıl önce… Eşimle birlikte, bir öğleden sonra oldukça kalabalık bir ortamda yürüyüş yapıyorduk. O gün hemen yanıbaşımızdan, çok güzel bir kadın geçti. Adeta kusursuz güzellikteydi, ve enfes giyinmişti. Eşime dönerek”Ne hoş kadındı, öyle değil mi? Ben bile bakmaya doyamadım” deyiverdim. Ancak eşim bana hiç beklemediğim bir cevap verdi.
“Yok, Seda, onu hiçbir erkek uzun vadeli, güzel bir sevgi ilişkisi için istemez. Hatta daha da bilinçli ve tecrübeli olanlar, yatak odası için bile istemezler.”
Çok şaşırmıştım. Sordum: “Neden?”
O ise anlatmaya koyuldu. “Bana göre bir kadının en sihirli ve çekici tarafı, hayat enerjisidir. Bunu sana tarif edemem. Ama yaşamaktan zevk aldığını, ve bu zevki kendi başına kalsa dahi almaya devam edeceğini görmek isterim. Böyle bir kadın ışığını yakmış demektir. Hatta bence erkeklerde de bu böyledir. Eğer eğlenceli, dinamik, yaşının çok gerisinde, özgüvenli birini görürsen, bil ki onun hayat enerjisi çok yüksektir.”
Bu konuşmanın üzerinden, yol boyu gördüğümüz herkesi inceledik. Kimin ışığı yanıyor, kiminki sönük, bunu tespit etmeye çalıştık. Eve varana kadar hoş bir oyun tutturmuştuk. Ancak daha sonra benim hayatımda bu düşünceler yer almaya başladı.
Ben de inceledim. Acaba kimler çekiciydi? Ve neden?
FLÖRT VE SEVGİ DOLU İLİŞKİLER
Yıllar ilerledikçe, ben bilinçaltı ve duygusal iletişim okudukça, bu konuda incelemelerime devam ettim. Hatta 10 kitap yazdım. Bir tanesini yazarken, pek çok erkekle röportaj yaptım. Her kesimden, çapkın, mazbut, iş adamı, memur, sporcu, yaşlı, genç, eğitimli, eğitimsiz pek çok erkeğe sorular sordum.
Onlardan da aldığım cevaplar yine aynıydı.
Bir kadına bağlanmak için onda ne görmeniz lazım? Kalbini kime açarsın?
Erkekten gelen cevapları toparlayacak olursam şöyle özetleyebilirim.
“Bir erkeğin kalbini sevgiye açıp açmama kararını kendi başına vermesi gerekir. Ancak eğer bir ilişki yaşamaya hazırsa ve karar verdiyse, o zaman ne tip kadınlara çekilir diye sorarsan, yanında hayatın dertlerini unutacağımız kadın isteriz. O kadın, kendi başına eğlenebiliyor olmalı. Ve ben de onun yanındayken, ruhen ve duygusal olarak düşmemeli tam tersine yükselmeliyim. Burada, elbette onun özel ve zor anlarında yanında olmaktan bahsetmiyorum. Öyle zamanlarda her insan onun yanında olur. Ancak normalde sürekli bir kurban psikolojisi görmek istemiyoruz.
Bazı kadınlar, sadece iyi eğitimli, güzel, iyi bir maaşı olduğu için kendilerine aşık olmamızı bekliyor. Ancak ilişkinin başlangıç aşamasında her türlü adımı bizim atmamızı bekliyor. Diğerleri ise bütün adımları atıp bize bir zevk bırakmıyorlar.
Oysa ki, ben onu merak etmeliyim. Adım atmadığımda, sessizliğinden tedirgin olmalıyım. Onu aramadığımda suratı asılmamalı. Korkusunu ve tedirginliğini hissetmemeliyim. Beni bir projeye dönüştürmemeli.
Ama en önemlisi, canlı olmalı. Kadında hayat olmalı arkadaş. Hayat olmalı. Gözlerinde yaşamdan aldığı o çılgınca zevkin gizemli parlaklığı durmalı. Öyle bir ton makyajla değil, bir ortama gelişindeki doğallık ve umursamazlığı görmeliyim. Çevreyi ve nasıl göründüğünü umursamadan çekici olmalı. Saçı toplu olabilir. Makyajsız olabilir. Ama çok mutlu, huzurlu ve ışıklı görünmeli.
Şunu da eklemeyi unutma Seda. Biz onlarla hemen seks yapmayı değil, sevişmenin hayalini kurmayı da seviyoruz. Bu bizi onlara daha çok bağlıyor. Ama bu onların bizi tecavüzcü Coşkun yerine koymaları değil, son derece sıcacık ve samimi bir dille, bize hayal kurdurmalarını seviyoruz. O ihtimali çok seviyoruz. Bu öyle seks mesajları yollamak, fotoğraf yollamak ile değil, bildiğin bedenini çok hoş kullanabildiğini görmek ile oluyor.”
Sevgili Dostlarım. Bu ve bunun gibi pek çok erkekle yaptığım görüşme, ve inceleme sonrasında, flört etmenin, kalbini açmaya karar vermiş bir erkeği, ya da kadını, bir mıknatıs gibi ilişkiye çekmek olduğunu söyleyebilirim.
İlişki istiyorsan, takılmak istemiyorsan, kalabalıktan birkaç adım öne çıkmalı ve ışığını parlatmalısın. Bunun için dekoltelere, makyaja, topuklu ayakkabılarla kırıtmaya ihtiyacın yok. Yatağa girmene hiç gerek yok. Hatta tam tersine, doğru şekilde flört edebiliyorsan, karşındaki kişinin sana verdiği cevaplar ve attığı adımlara bakarak yatakta nasıl bir partner olabileceğini apaçık görebilirsin.
Her birinize, hayat enerjinizi aktarmayı, alıp vermeyi, vermenin dozunu aldığınız kadarıyla sınırlamayı öneriyorum.
Sevgi dolu ve güvenli ilişkiler dilerim.
Sevgilerimle,
Seda Diker