2 Nisan 2025
Türkiye’nin ışıklı insanları.
Türkiye’nin kalbinde sevgi olan, vicdan taşıyan, karanlığı reddeden fertleri.
Sizlere, bu karışık ve kaotik ortamda, ışığımızı nasıl tutabileceğimiz konusunda kendi bakış açımı vermek istiyorum.
Her zaman olduğu gibi, kalbinizin sesi neyi onaylıyorsa onu alın, gerisini silin.
KARANLIK VE ACI NE ZAMAN BİTER?
İçinde bulunduğumuz kaotik ortam, aslında kaotik değil. Yani, her şeyin Yaratıcısı ve Yöneticisi olan Allah, tüm olayları bir orkestra şefi gibi yönetir. Haksızlığın, adaletsizliğin, zulmün, yalancılığın, hırsızlığın, kin ve nefretin, paraya tapmanın kol gezdiği ortamlar içinde, ışığımızı nasıl tutarız?
BÜYÜK ORKESTRA ŞEFİ
Yücelerin Yücesi Allah, zamanı döngüler halinde yaratmıştır. Her döngünün yarısı karanlığa, yarısı ışığa izin verir. Karanlık, ışıklı ve vicdanlı varlıklara, karma ödetir. Sınav teşkil eder. Sınavı geçmek için, savaş değil sevgi ve BİRLİK BİLİNCİ seçilmelidir.
Karanlık bu devirde, her yaptığı yanına kar kalacakmış gibi hareket eder. Ancak her döngünün bir sonu vardır. Her çıkışın bir inişi ve tersi vardır.
Şu anda da, bir karanlık devrin sonuna geldik. Işık yükselecek ve karanlık düşecek. Burada, acele edilemez.
Büyük orkestra şefi, yani Yüce Yaratıcı, senin bu devirde bu ülkede, bu kesimde doğmanı istedi. Hata yok. Ve ilahi bir amaç yükledi. Bunu çok büyük yerlerde arama. Kimisi, cesaretle ön sırada yürümek için, kimisi sevgi ve ilahi frekans için alan tutmak üzere, kimisi sağduyu ve duygusal şifayı sağlamak için, kimileri de yeni ve adil düzeni, hakiki sevgi frekansı ile kurmak için doğdu.
Kimileri liderlik yapmak, kimileri yaraları sarmak, kimileri sessizce çalışarak moral vermek, kimileri ön saflarda ölmeye geldi. Kimileri büyük resimde ilahi ve evrensel yasaların ne olduğunu hatırlatmak ve yeni bir toplumsa düzeni o yasalarla ve herkesin mutlu olduğu, herkesin eğitildiği bir düzeni oluşturmak için geldi.
Kimileri sadece kalbinde sevgiyi taşımak, kutuplaşmak yerine herkesin içindeki en yüce olanı görerek toplumda değerli olduğunu hatırlatmak için doğdu.
Bu yüzden, karanlık hala hüküm sürüyorsa, ya da hala kin ve nefret ile tohum saçıyorsa, bunun da Yüce Yaratıcımız tarafından, son uyanması gereken ruhun uyandığı ana kadar izinli olduğunu, ve sonrasında onun da erimiş buzlar gibi suya karışarak yok olacağını hatırla.
Kendi üstüne düşen kadarını yap. Diğerlerinin dolduruşuna gelerek, başka ruhların amaçlarına hizmet etmeye kalkışma. Her ruhun hediyesi farklıdır. Kendi hediyen sana ne yapman gerekiyorsa onun için verildi. O hediyeye sadık kal. Görmezden gelme. Başkalarından da senin gibi hareket etmelerini bekleme.. kimseyi suçlama. Yargılama. HER RUHA SAYGILI OL.
Sonuçta zaman ŞİMDİ. Süre doldu. Zaman döngüsü ışığa doğru döndü. Korkma.
Endişelerini bırak.
İLİŞKİLER DE AYNI KURALLA İŞLİYOR
Düşün.
Bir sevgilin vardı. Tam her şey yolunda giderken, canını sıktı. Hatta belki de ilişkin sona erdi. Yeni bir aşk istemeye başladığında, yine eskisi gibi sana aynı sonu yaşatacak kişiler geliyor, öyle değil mi?
Döngünün dışına çıkıp gerçek sevgiyi bulabilmek için, hayatındaki tüm ilişkilerine içinde tuttuğun en son bağımlılık hissi bitene dek, tam temizlenene dek, değişim olmayacak. Ama eğer bittiyse, işte o zaman hayallerini süsleyen bir sevgi, aşk kapını çalacaktır.
Zamanın prensibi budur.
Yüce Allah’ın orkestra şefliği budur. Ders alınana kadar karanlığın hüküm sürmesi normaldir. Ancak ders alındığında, korkular kaybolur.
İşte o zaman, muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda ortaya çıkar ve seni parlatır.
Sevgiyle
Seda Diker