16 Aralık 2020
Sevgili Dostlarım,
Hepinize Merhaba. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi, bazılarımız, hatta çoğumuz, ilişkileri bir okul olarak kullanmak zorundayız. Yani, ruhsal tekamül için bu sınavı vermeyi başarmalıyız. Karşılıklı aşk ve mutlu ilişkiye kavuşmak-1 ilk yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
“Seda, artık öyle güzel, güvenli, aşk dolu ilişkiler, huzurlu evlilikler falan kalmadı. Dünya değişiyor. Hiçbir şey eskisi gibi değil. İyi erkek de iyi kadın da bulmak imkansız.” diyenleri biliyorum. Ancak ben buna katılmıyorum. Unutmayın ki, insanlık olarak bizlerin de vicdan ve farkındalık seviyemiz gitgide düşüyor. Daha paragöz, daha sevgisiz, hatta nefret ve öfke dolu olduk. Evliliği ömür boyu aşk ve sevgi ile devam ettirebilenleri inceleyin. Kalplerinde sevgi ve şefkati yakalayabilmiş, vicdanlı, merhametli ve karşısındakine de hak tanımayı bilen kişilerdir bunlar. Yani öyle kendi öfkesini bastırarak, dış görüntüde iyilik meleğini oynayanlar DEĞİL, gerçek anlamda kalpleri açılmış, Yeşil Çakrası açık insanlar aşk dolu evliliği sürdürebiliyor.
Bir uyarı daha vereyim. Ne olursa olsun, bu evliliği yürüteceğim diyen ve sıkışıp mutsuz olanların da kast etmedim. Gerçek anlamda bir ömür boyu sevgi ve bağlılıkla evli kalan çiftleri söylüyorum. Önce onların gelebildiği noktada, nasıl bazı insani özellikleri elde ettiklerini bilmiyoruz. Ancak, bizler o noktaya erişmek için, hangi yollardan geçmeliyiz? Haydi gelin biraz da bunu konuşalım.
KIRMIZI (KÖK) ÇAKRA VE SINAVLARI
Kök çakra, kırmızı renkle ifade edilir. Sebebi , gerçekten yaydığı enerjinin kırmızı olmasıdır. Yani, kırmızı, en düşük hızda titreyen ve bizim gözlerimizle bu boyutta algılayabildiğimiz renklerin en başındakidir. Renklerin de titreşim hızı vardır çünkü onlar da frekanstır.
Kök çakramız, hayata tutunmayı, üremeyi, hayatta kalmayı, temel ihtiyaçlarımızı karşılamayı öğretir. Hayvani içgüdülerimiz bu çakra ile başlar. Dünya ile enerjisel bağımızı da o kurar. Bu enerji, CİNSEL ENERJİ’dir. Cinsel enerji bu yüzden küçümsenmeyecek kadar önemlidir. O bize hayat enerjisi verir.
Dünyada çok yüksek cinsel enerji vardır. Ve o ayaklarımızdan, bacaklarımızdan geçerek, iki bacağımızın birleştiği kuyruk sokumu bölgesinden bedene girer. Bu enerji, bizde de bulunur. Onunla doğarız. Ancak dünyanın enerjisi ile alışveriş yaparız. Bu bizi hayata bağlar. Doğanın bizim enerjimizi tanımasını sağlar.
Eğer, tüm çakralarını açabildiysen, ya da en azından yeşil çakrayı yani kalbini açmayı başarabildiysen, belirli bir vibrasyon hızına erişirsin. Dünya seni bu vibrasyonla tanır. Diğer insanlardan ayırt eder. Ve korur. Yani ilahi bir korunmaya alınırsın. Bunun bir başka ifade biçimi, KAFTANINI GİYMEKTİR. Yani, bu yüksek vibrasyonu yayabilmek, bir kaftan giymek gibidir. Ve bu kaftan seni her türlü kötülükten, kötü insanlardan, doğal afetlerden şanssızlıklardan koruyacaktır.
Bu noktaya erişmek istemez misin?
Burada aynı zamanda hissettiğin hayat enerjisidir. Kendini iyi hissetmek, güçlü hissetmek, enerjik hissetmektir.
Ancak kırmızı çakrayı açık tutmak o kadar da kolay değildir. Çoğu kez blokaj ve tıkanıklıklar yaratırız. Bunu iki yolla yaparız.
Eğer sen de,
“Amaan, bu hayat çok bayat, yaşamak çok zor. Artık zevk alamıyorum” diyenlerdensen, kök çakranı blokladın demektir. Ya da seks yaşanmaz, günahtır ayıptır diyorsan, belirli koşullara bağlıyor ve mutsuz oluyorsan, korkuyor ve suçlu hissediyorsan, sen de kırmızı çakranı kapattın demektir.
Bunun sonucu nedir? Yeterli hayat enerjisi takviyesi alamayanlar, bedenlerini çabuk eskitirler. Korku, hayatta kalma ya da yaşamaktan korkmak, hayatta her şey güzel giderken bir anda her şey mahvolur diye korkmak, hiçbir şekilde güven hissedememek, bunun yan etkileridir. Bu düşünce yargı ve duygular, ne yazık ki bedende asidik ortam yaratırlar. Genlerine elektromanyetik şekilde olumsuz sinyal göndererek bedenin dengesini bozarlar. Daha fazla hastalığa açık hale getirirler.
SEKS VE İLİŞKİLERİ YAŞAMA BİÇİMİ
Kırmızı (Kök) Çakrada sınavı olanlar, öncelikle ilişkilerde temel içgüdü ile yönetilirler. Yani kadınlar her ne pahasına olursa olsun, doğurmak, üremek, evlenmek ve hayatta güvende olmak için uğraşırlar. Seksi yaşama biçimi de bir o kadar haz almak değil de sadece üremek üzerine ve görev gibi olur.
Erkeklerde ise, doyumsuz bir şehvet ile yönetilmek, tek eşli olamamak, sürekli sevgi ya da duygu olmadan, sadece seks yapmak, çok sık partner değiştirmek, bağlanmamak, evlilikten kaçmak, kök salmamaktır. Neden bu önemlidir? Aslında bunu yaşayıp deneyimlemek de yargılanmaması gereken bir şeydir.
Bu önemlidir, çünkü şehvet ve tutku, aslında negatif gibi görünse dahi bize hayat enerjisi veren temel duygulardan ikisidir.
BİLİMSEL DENEYLER
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalara da yer verelim. Çünkü kök çakra, bizim hayvani içgüdülerimizi temsil eder. Üremek, yemek ve hayatta kalmak.
Fareler ve maymunlar arasında yapılan deneyleri inceleyelim. 8 gün boyunca 3 tane maymun birer kafese konmuş. Ve 15’er dakikada bir, bir düğmeye basmaları istenmiş. Önlerinde iki düğme varmış. Biri seks dürtüsü veriyor, yani şehvet ve haz, diğeri ise yiyecek getiriyor. Yani o düğmeye basarsa önünde yiyecek buluyor.
Her üç maymun da istisnasız, sadece 1. düğmeye basıyorlar. Ve bir süre sonra çok fazla kilo kaybederek ölüyorlar. Aynı etkiyi kokain de yapıyor. Diğer tüm hayvanlarda da durum aynı. Seks dürtüsü verildiğinden hayatı unutuyorlar.
Bu ne demek? Bundan ne çıkartmalıyız? Seks dürtüsünün sürekli boşalmaya ve üremeye yönelik yani en basit halini sürekli şekilde kullanırsak, hayat enerjimizi boşa akıtmış oluyoruz. Ayrıca, dünyada ve yaşamak arzusundan, bedenden de kopuyoruz.
İlginç bir şekilde ömrümüz kısalıyor. Yani, cinsel enerjimiz, kendi içimizde, bedenimizde kalması gereken bir enerjidir. Daha az ürer, daha az boşalırsak, daha uzun yaşarız.
Bunu biz insanlar da yapıyoruz. Yani medya ve reklamlar, sürekli seks dürtümüzü kaşıyor. Ne kadar çok seks yaparsak, ne kadar ürersek, o kadar başarılı ve parlak olurmuşuz gibi bir hava estiriyorlar. Ancak bizleri ölüme doğru sürüklüyorlar.
NE TİP ERKEKLER NE TİP KADINLAR KÖK ÇAKRADA ÇALIŞIR?
Kök çakranın anlamı ve meziyetleri henüz anlaşılmış değildir. Aslında, kök çakra, kiminle şehvet ve tutku hissettiğimizi anlamamızı ister. Asıl sınav, sadece seks için seks yapmayı, yani sadece seks dürtümüz ayaklandı diye önümüze ilk gelenle birlikte olmak durumunu aşmayı gerektiriyor. Onun yerine şehvet ve tutkuyu kimlere hissettiğimizi ayırt etmeliyiz.
Ancak bu her kime ise, genelde aynı tip insanlara olduğunu fark etmelisiniz. Örneğin, cinsel çekimi duyduğunuz herkese aşık olamazsınız. Ya da sevemezsiniz. Çünkü kalp açık değilse, bu sadece seks olarak kalacak ve herhangi bir bağlanma oluşmayacaktır.
Kök çakradaki kadınlar, sadece cinsel çekim duydukları erkeklerin kendilerine bağlanacağını sanmayı bırakmayı öğrenmelidirler. Ama bu, halk arasında “Seks yaparsan erkek gider. Kullanılmış olursun” söylemi demek değildir. Bu söylemleri en düşük, yani kalbi açılmamış, sadece kök çakra tıkanıklığı yaşayanlar için geçerlidir. Yani daha yüksek farkındalık ve vicdan sahibi insanlar arasında yaşlanan sevişme, bu şekilde sonlanmaz eğer korkutulduysanız, muhakkak etrafınızda sadece bu tip kırmızı çakrada çalışan, bu farkındalık seviyesinde kalmış erkekleri göreceksiniz. Ama emin olun ki, yüksek seviyelerde erkekler de var. Ve onlar asla böyle hareket etmiyorlar.
Bu tip erkekler ise, her türlü kadınla skor peşinde koşarlar. Penis boyu ile ilgilenir, kadını hamile bırakmaya yetecek kadar seks yapmanın kendilerini mükemmel erkek yaptığını sanabilirler. Duygularını bastırırlar. Dürtüsel davranırlar. Öfke patlamalarını kontrol edemezler. Ölüm korkuları vardır. Kiminde çok derindedir ve bu sayede çok kavgacı olurlar. Öldürmeye yaralamaya meraklı olurlar.
SEKS DÜRTÜN KAYBOLDUYSA, LİBİDON DÜŞTÜYSE
İşte kök çakrayı aktif ve açmak için, önce sadece seks dürtüsü ile değil de, frekansların uyumu ile partner seçmelisin demiştik. Yani kadın olarak arzu duymadığını ayırt edebilmeli ve bu yüzden, zorla seks yapmamalısın.
Toplumda zorla evlendirilerek, arzu etmedikleri bir insanla zorla seks yapmak zorunda bırakılan kadınlar ve erkekler, kök çakralarını sürekli bloklarlar. Ve bir türlü ruhsal olarak orayı açamazlar. Ancak seks dürtüsü, libidoya güvenmek gerektirir. Kırmızı çakranın da bir önemi ve bilgeliği vardır. Seni kime yönlendireceğini iyi bilir. Hatta bazen üreyememek, hamile kalamamak da yumurta ve spermin kendi bilgeliğinde birleşmek istemeyen ve temelde frekans farkı yaşayan kadın ve erkeklerde oluşur.
Bu konuda son dönemde yapılan bilimsel araştırma makaleleri yayınlanmaya başlanmıştır.
Eğer canın seks yapmak istemiyorsa, zorla yapmasak, ve bu haline kabul vermek, bunun geçici olduğunu anlamak da kök çakrayı açık tutar. Dengede tutar.
Cinsel enerjimiz vardır. Doğuştan Allah’ın bize hediyesidir. Bu yüzden libidomuz düşükse, doğru kişi hayatımızda değil demektir. Saygı duyalım. Kendimizi zorlamayalım.
KİME CİNSEL ÇEKİM DUYUYORUZ?
Kök çakranın bilgeliğine güvenebilirsin. Ancak onun sana kimi getirdiği, kesinlikle senin bilinçaltında taşıdığın hayata dair yaşamı sevip sevmediğinde, hayattan kopma arzuna, bağımlılık ya da bağ kurma kapasitene ve yaralarına göre değişecektir.
Sürekli sana alkolik, sorunlu, ya da narsistik kişilik bozukluğu taşıyan, bipolar, ya da sosyopat gibi dengede olmayan kişileri, ya da aldatan, bağlanma özürlü kişileri çekiyorsa, senin kendinde değiştirmen gereken bir şey var demektir.
Yani, eğer hayatına düzgün birilerini çekmek istiyorsan, şu düşünceni yenmelisin:
“Benim aşık olduklarım sorunlu. Ancak düzgün tiplere de ben aşık olamıyorum.”
Bunun anlamı şu: Bilinçaltım kirli.
Öyleyse düzeltmeye başla. Çünkü kime aşık olacağına bilinçaltın karar veriyor. Ve bu karar değişebilir. Yani aşık olma profilin değişebilir.
Hiç kimse lanetli değildir. Hiçbir şey sonsuza dek sürmek zorunda değildir. Hayat küsme. Değişmeye cesaretin olsun.
ŞU YARGILARDAN VAZ GEÇMELİSİN
ŞU TİP SEKSİ ARTIK GERİDE BIRAKMALISIN
Eğer kırmızı çakrandan yukarıya çıkmak ve kalp çakranı açarak dünya ve İlahi güç tarafından korunmaya alınmak istiyorsan, yani tüm çakralarını dengeye getirerek vibrasyonunun görülmesini sağlamak istiyor, kaftanını giymek istiyorsan, kök çakra modeli seksten biraz daha terfi etmelisin.
TECAVÜZLER, HAYVANLARA VE KADINLARA TECAVÜZ, ÇOCUKLARA TECAVÜZ,
DÜRTÜSEL YEMEK YEMEK, ACIKMADAN YEMEK YEMEK
AŞIRI YEMEK YEMEK, BLUMİA VE ANOREKSİYA
Bu çakradaki blokajların sonucudur.
Yine kırmızı çakradaki blokajların sonucudur.
Bir sonraki yazımda, Turuncu Çakra ilişki modelleri ve sınavları ile ilgili yazacağım.
Sevgilerimle
Seda Diker