26 Haziran 2024
Evrende her şey zıt kutbuyla mevcuttur. Eğer bir konu hakkında bilgi edinmek istiyorsan, onun zıt kutbuna da bakmalı ve incelemelisin. Aynı prensip boyutlar arası kapı ya da zamanda yolculuk kapısı açmak için de geçerlidir. Zıt kutbu iyice anladığında bilgi kapısı sana açılır. Böylece, savaşacak, sana bu bilgiyi yasaklayacak bir düşman da ortadan kalkar.
Tarih boyunca, özellikle de insanlığın son döneminde, zaman yolculuğu, sıfır noktasına erişim ve sıfır noktasındaki sonsuz ve sınırsız enerji kaynağına ulaşmak, yıldızlar arası yolculuk, ışık hızı sınırını aşmak ve bedava enerji üretmek neredeyse görünmez bir el tarafından yasaklanmaktadır. Bu teknolojiye erişen, ürettiği sistemler için patent almaya uğraşan herkes, bir şekilde genel kabul görmüş bilim insanları tarafından alaya alındı. İcatların sahipleri bir şekilde ölü bulundu, intihar etti, laboratuvarlarındaki milyonlarca dolarlık bilgi, kayıt, elektronik aletler vs yağmalanarak çalındı.
Buna uzaylı ırklarla iletişim kurmak da eklenebilir. Uzay araçlarını görüntüleyen, iletişim kurabilen pek çok kişi varken, hatta kanıtlanabilir kayıtlar tutulmuşken, her zaman resmi otoriteler tarafından yalanlandı. Ancak son birkaç yıldır, UFO’lar ve uzaylı ırklar ile temas, bizatihi NASA ve Amerikalı kurumlar tarafından ortaya serilmeye başlanıyor. Kim bilir belki de kendi tekellerinde olmasını istiyor ya da genel halkın paniğe girmesini engellemeye çabalıyorlardır.
Konu ile ilgili en güvenilir kaynaklara, www.gaia.com sitesinden ulaşabilirsiniz. Emery Smith ile Cosmic Disclosure serisi ya da Steven Greer ile Sirius belgeseli pek çok şeyi ortaya zaten seriyor. Tüm dokümanlara bakıldığında, CIA dahil dünyanın pek çok ülkesine bağlı gizli istihbarat ve askeri kuruluşları, olası bir uzaylı tehdidine karşı hazırlık yapmaya çalışıyor. Boyutlar arası kapı açmaya, zamanda yolculuk yapmaya, DNA üzerinde oynamalar yaparak insan klonlamaya, astral seyahat ya da remote viewing de denen bilinç seyahati ile bedenden çıkmadan herhangi bir yere giderek orayı inceleme işlemine varıncaya dek, pek çok alanda ilerlemiş durumdalar.
Ben ise sizlere, kendi Yüksek Işık kaynağımdan remote viewing yöntemi ile alabildiğim bilgileri paylaşmak için boyutlar arası kapı açmak ve zamanda yolculuk üzerine tüm yüksek öğretileri yazmak istedim.
Şimdi en başta paylaştığım bilginin neden önemli olduğuna bakalım. Her burnunu bu tip yüksek bilgiye sokan kişiye, birileri savaş açmış, engel koymuş, bastırmış, bastıramazsa yok etmiş gibi duruyor. Oysa, çok yüksek kaynaklar, İlahi boyut, bir bilgiyi alırken engelle ya da karanlıkla karşılaşmamak için, önce kendi içimizdeki karanlık yansımayı bulup ışığa çıkartmamız gerektiğini anlatıyor. Yoksa, ilk önce karanlıkla yüzleşmek ve savaşmak zorunda kalırız. Ancak hiçbir varlık, kendisine ait olmayan bir karanlıkla karşılaşamaz.
Hiçbir Varlık Kendisine Ait Olmayan Bir Karanlıkla Karşılaşamaz
Biz bundan ne anlayalım?
“Aslında İmkansız Yoktur” adlı kitabımda uzun uzun anlattığım, Sigmund Freud’un da 1910’lu yılların başında psikanaliz adlı kitabını yazdığı dönemlerde keşfettiği gibi, her insanın içinde karanlık bir alem vardır. 3. Boyuttaki dünya yaşamına doğarken her ruh mecburen, toplu bilincin karanlığından biraz bedenler. Karşılığında ise dengeyi tutabilmek için, İlahi Işığının bir miktarını bedeninin dışına çıkartır. Orada tutar. Ama hayatın amacı her zaman, bedenlediği karanlığı ışığa dönüştürerek, bilgisini bütünün hayrına hizmete sokmayı sağlamaktır.
Ancak o zaman İlahi Işık yayılabilir. Evrende büyüyebilir. Şimdi düşünelim; buluşların sahipleri kendi içlerindeki karanlık alemi öncelikle fark edip, tamamen ışığa yürütene dek, dış dünyadaki “kuvvetli birileri” her zaman önlerine çıkacaktır. O izni bulacaktır. Çünkü asıl amaç, buluşun kendisinden ziyade, her ruhun içindeki karanlığı ışığa teslim edebilmesidir.
Bunun yapılabilmesi için
Okulun 3. Döneminden başlayarak son döneminde DNA’ya etki etmeyi, program yazmayı öğrenene dek, sadece karanlık alemi ışığa çevirmeyi sağlıyoruz. Bu yöntem de, İlahi Kaynağın verdiği bir çıkış yoludur. Sadece arzu edenler, ya da bu yöntemin kendileri için uygun olduğunu iç sesleriyle onaylamış ve akıl ve ruh sağlığı yerinde olan kişiler için geçerlidir.
Freud, bu alemi bulmuş ancak haritasını çıkarmamıştır. Çünkü Freud ile ilgili yazımızı okursanız fark edeceksiniz ki, aslında insanın içindeki karanlık alemi dışardan kısmi de olsa tespit edebilen birileri, o kişiyi kolayca manipüle edebilir. Yani köle yapabilir. Ve kişi bunun farkına bile varmaz.
Daha sonra Carl Jung gelerek, ayna çalışması ile kendi karanlığımızı bulmayı öğretmiştir. Ancak, bu aynanın sonucunda çıkış kapısını kolaylaştıracak bir yöntem verilmemiştir. Daha zor daha uzun bir yolculuk olan farkındalığa almak, düşünceyi değiştirmeye çalışmak, aslında zordur. Çünkü duyguları değiştirmek için düşünce ve analiz yöntemi kullanmak yeterli değildir. Duygular, düşüncelerden kat kat daha yüksek güce sahiptir.
Bu yüzden duygu simyası kullanılmasını tercih edersek, daha hızlı yol alırız.
Dolayısıyla, sadece teknoloji ya da bilimsel yöntem peşinde koşmak yerine, biraz da ruhsal yolculuk eşliğinde yürüyebilirsek, herhangi bir bastırılma, düşmanlık ya da karanlık varlık ile karşılaşmayacağız ya da en azından bizim istediğimiz cenneti yeryüzünde kurabilecek yol açılacaktır. Bunu bizatihi İlahi Güç, İlahi Sistem sağlayacaktır.
Zaman Döngülerini Hesaplamak ve Zıt Kutuplar
Her şey zıt kutbuyla mevcuttur. Eğer bir konuyu enine boyuna öğrenmek istiyorsan, zıt kutbuna bakmalısın. Hatta bütünsel olarak iki kutba da bakmalısın.
Örneğin, yıldızlar arası yolculuk ya da zamanda yolculuk konusunu öğrenmek istiyorsan, doğanın zıt kutuplu güçlerini birlikte ele almalısın. Elektro manyetik güç, elektrik gücüne dönüşebilir. İkisi birbirinin zıt kutbudur. Elektromanyetik güç, dişi ya da yin, elektrik ise eril ya da yang akımdır. Elektro manyetik alanı oluşturan insani vasıflardan biri duygulardır. Elektrik ise düşüncelerdir. Dolayısıyla hiçbiri tek başına ele alınamaz. Değişim için birlikte ele alınmalıdır. Ancak o zaman üst boyuta insanı taşıyacak kapı açılır. Yani portal açılır.
Dünyada kötü ya da karanlık dediğin olayların neden olduğuna kafanı yorma. Çünkü sen tek başına, hangi ruhun karma ödemeye, hangi ruhun bu deneyimi vererek hizmet ettiğine karar veremezsin. Sebebi göremezsin. Her karanlık, vahşet, sevgisizlik, zulüm ve kısıtlama, ardından ışığı, merhameti, sevgiyi ve özgürlüğü yaratır. Bu İlahi Kaynağın yaratım biçimidir. Mekanizmasıdır.
Bir portal açmaya çalışırken dahi, kendi orta yolunu bulmak içindeki yin ve yang, dişi ve eril dengesini sağlamak zorundasın. Aksi halde frekansın düşük olarak kapı açılır ve seni karanlık varlıklar öte tarafta karşılar.
Bu savaşa gerek var mı?
Her ulus, bir ülke ve medeniyet yarattıktan sonra yok olur. Medeniyetler yükselir ve düşerler. Ancak o topluluğun enerjisi ve bilinci YOK EDİLEMEZ. Çünkü var edilen enerji asla evrenden yok edilemez. Sadece form değiştirebilir. Bu yüzden, uluslar, ya da bilinçler kendi var oluşlarını korumak ya da geliştirmek zorundadırlar. Ülke ya da medeniyet batsa dahi, aynı bilinç yok edilemediğinden, bir süre sonra zıt kutba doğru evrilecek ve başka bir medeniyetle yeniden yükselecektir.
Her zulüm de aynı şekilde, zulmedenlerin yok edilişiyle sonuçlanır. Bu İlahi Yaratılıştır. Ancak bunu zaman döngüsü olarak süresi, kendi içlerindeki toplu bilince uyum gücü, istek ve niyetlerinin gücü ile belirlenir. Bu yüzden kimi medeniyetler daha uzun kimileri daha kısa sürede yok olurlar. Ancak her döngü matematiksel olarak hesaplanabilir. Ve dolayısıyla astrolojik olarak o medeniyetin batışıyla yenisinin kuruluşu ya da karanlık zulümden sonra ışığın ve sevginin temsilcilerinin doğuşu için hangi tarihin uygun olduğu bile tespit edilebilir.
Öyleyse korkma!
Her daim, kendi ruhsal karanlık aleminden çıkış yolculuğuna dön. Onu başardığında, kanın daha asil ve daha güçlü olacak. Kanında yüksek frekans yerleşecek. Kanının kimyası değişecek. O zaman gerçekliğin de değişecek.
Korkma!
Ama, içsel yolculuğunu tam yap. Zamanı şimdi!
Satranç Oyunu ve İlahi Çözüm
Her ülke ya da medeniyet, İlahi Yaratıcı’nın bir ifadesidir. Üstelik bu karanlık ve ışıkla, tüm zıt kutuplarıyla bir bütündür. Örneğin, döneme göre, kadınların zulüm gördüğü bir alan varken, kadınların gücünü sonuna dek yaşayabildiği alanlar mevcuttur. Kimi alanlarda fakirlik, kimi ülkelerde zenginlik vardır. Kimi alanlarda kölelik, kimilerinde ise haksızca efendilik vardır. Kimi alanlarda güneş çok azdır, kimi alanlarda güneş rahatsız edici boyuttadır.
Zıt kutuplar, her ruhun kendi hayat planına, getirdiği ruhsal borçlara, karma ödemek için seçtiği yola uygundur. Örneğin, bir ülkede zulüm gören kadınlar varsa, o kadınların ruhları daha önce erkek olarak doğup kadınlara şiddet yaşaymış olabilir. Bunlar kuramsal olarak ihtimal dahilindedir. Ancak dünyadaki tüm oyuncu, rol ve yaratılmışların içinde AYNI YARATICI VARDIR. Yani aslında, Yüce Yaratıcı, bir satranç tahtasındaki tüm piyonları aynı anda oynamaktadır.
Öyleyse, sen bir beyaz piyon isen, önünü, yolunu açmak için içindeki Yüce Yaratıcı’nın yardımını isteyebilir, çağırabilirsin. Böylece o, her taşa uygun bir çıkış planını hizmete oyuna sokacaktır.
Ancak bunu yapmak için çaresizce sızlanarak, umutsuzca ya da öfkeyle dua ederek sonuç elde edemezsin. Ne yazık ki insanlık tam da bu noktada sınıfta kalıyor. Sadece yüksek frekanslı duygular, düşünceler, sözler, davranışlar niyetler ile kendi yaşamak istediğin gerçekliği bilincinde tutup yayabilirsin. O zaman ancak, İlahi Gücün kaynağından bir zaman mekan döngüsü, helezon şeklinde kaynaktan senin bulunduğun noktaya doğru harekete çıkar. Ne kadar sürede gerçekliğinin değişeceği, tamamen gravity yani içindeki itme ya da çekim gücüne bağlı olarak gelir. Eğer frekansın yüksek, duygu ve niyetlerin çok temiz uyumlu ve pozitifte kalabiliyorsa, o zaman süre kısalır. Çünkü zaman mekan döngüsünün çapı kısalır. Ve çekim gücü kuvvetlenir. Ters kutupların dengesini burada bile kurman gerektiğine dikkat et.
Yapman gerekenler:
Yin/Yang, Manyetik/Elektrik, Duygular/Düşünceler, Mekan/Zaman
Sen bu başlıktaki tüm zıt kutupları orta noktaya ancak kutsal geometri olan Vesica Pisces yöntemini kullanarak getirebilirsin. Yani karanlık olanın bilgisini bütünün hayrına kullanabilmek, içindeki karanlık alem oyuncularını ışığa ikna etmek, ve ışıkta gibi görünen ancak iyi niyetli de olsa ezik ve köle olmuş kimliklerini de yakarak, korkusunu, suçluluk ve utanç gibi duygularını duygu simyası yöntemi ile kalıcı olarak sevgiye coşkuya getirerek orta noktayı bulabilirsin.
Bunun için
O zaman, duygu ve düşünceler ile birlikte, zaman ve mekan da birbiriyle yeni döngü oluşturur. Çekim ve itim ya da gravity antigravity olarak adlandıracağımız zıt kuvvetleri birbiriyle ortak ve uyumlu hareket etmeye programlayabiliriz. Oraya SIFIR NOKTASI diyoruz.
Her sıfır noktasında bir kara delik ya da solucan deliği oluşur. Boyutlar arasında ya da farklı zamanlar arasındaki kapılar, dünyada bu güçlerin yani manyetik ve elektrik ya da çekim ve itim güçlerinin birbirini tamamlayarak nötralize ettiği noktalarda doğal olarak da bulunur. Ancak anlık olarak açılır ve kapanırlar.
Bir portal açabilmek için, Vesica pisces ve karanlık alemden çıkış kısmını çok iyi çalışmalısın. O zaman ancak, senin bedenin bir kapı haline gelecektir. Sadece sesin gücüyle kapı açıp kapatabilir hale gelirsin.
Bilinç sıçraması ile açılan kapıdan karanlık varlık ile karşılaşmazsın. Çünkü senin kalbin artık kendi içinde yüksek frekanstadır. Doğal bir korunmaya alınırsın. Böylece teknolojiye de ihtiyacın kalmaz.
Zıt güçlerin zıt kutba doğru ilerlemesini kendi içinde kalıcı olarak ve SADECE GERÇEK SİMYA yöntemiyle kapat. Nötr olduğun noktada özgürlüğü bulacaksın.
Sevgili Dostlar,
Bu kaynaktan gelen yüksek bilinç ile akan bilgileri ve yöntemleri paylaşmaya devam edeceğim.
Bu bilgiler herkes için olmayabilir. Hatta size ters ya da anlamsız gelebilir. O kişiler okumamayı seçsinler. Ancak ilgilenenler için şu uyarıyı yapayım. Bilgilerin sizler için gerçeklik olup olmayacağını ancak siz belirleyebilirsiniz. Lütfen gücünüzü başkasına teslim etmeyin.
Sevgilerimle
Seda Diker